Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

19 Mayıs 2014 Pazartesi

yıllar geçmiş..

bugün düşündüm... kaç yıl geçmiş.. koskoca 13 yıl.. dolu dolu on üç yıl..geriye dönüp baktığımda ne çok şey yaşamışım.. ne heyecanlar ne üzüntüler, sevinçler, hüzünler..kızgınlıklar, affedişler..

önce diyorsunuz ki; ohooo neler neler gelecek başıma..bakalım iş bulabilecek miyim.. evlenecek miyim ...bu iki seçenekten biri 4,5 yıl sonra geliyor hayatıma ve halen devam ediyor.. diğerinde ise hala tık yok.. yani olur gibi oluyor sonra balon gibi sönüyor..

sonra geri dönüyorum ve 13 yıl diyorum.. eğer kendi başıma düşünseydim.. yani şimdiki aklım olsaydı.. kim bilir şimdi bambaşka bir hayatım olurdu..farklı bir şehirde yaşıyor olurdum.. acaba diyorum kısmetleri biz mi yaratıyoruz.. olmaması gerektiği için mi olmuyor yoksa olacak olana biz bi şekilde engel mi koyuyoruz. ya da kısmet olan 13 yıl sonrada gelir 15 yıl sonrada sonuçta gelir ve seni bulur mu ?? cevabı bilsem de bu şekilde sorgulayıcı ve ikilimler yaratan düşünceler hoşuma gidiyor beynim çalışıyor :) kısmetinse nolursa olsun seni gelip bulur , yanlış yollara girilmişse de seni gelir bulur ve seninle tamamlanır.. işte bu :)

hani 13 için uğursuz derler ya; uğursuz olan sayılar değil bizlerin onlara yüklediğimiz anlamlardır..anlamları güzelleştirirsek uğursuz diye bir şey kalmaz..

hayatınızın her yerine çiçekler koyun , hayatınızı anlamlaştıran kişilerle beraber olun..
sevgilerimle...

yazmak lazım..

merhaba dostlar; kısa bir ara vermiştim.. bugün fark ettim ki ; yazı için içimde birikim olmuş.. ve yazmanın vakti gelmiş..

o kadar çok düşünce var ki aklımda; hangi birinden başlasam bilemiyorum..  belki de parça parça yazarım.. ayrı bir kaç yazı olur..

13 mayıs 2014 ... bir facia ve 302 madenci artık hayatta yok...yazmak bu kadar kolay.. belki söylemek de.. peki yaşamak , hissetmek.. ne acı.. yürekler acısı bir facia..peki ne oldu o madende.. o kadar çok şey yazılıp konuşuldu ki.. akıllar karışık.. ama net bir şey var ki YAŞAM ODASI YOK... insan hayatı bu kadar ucuz..
YAŞAM ODASI YOK... insan hayatı bu kadar değersiz..

peki şimdi ne olacak.. sorumlular bulunup yargılanacak mı, soma üretime devam edecek mi..hiç bir şey olamamış gibi insanlar ekmek parası için yine güvenlik olmadan o madene girecek mi ??

evet seslerini duyar gibiyim.. keşke kocaman bir hayır diyebilsek.. deseler.. maden çağdaş bir hale gelene kadar kapatılsa; tüm güvenlik işlemleri yapılsa insana değer verildiği gösterilip ancak bu şekilde açılsa..pardon Türkiye'den bahsettiğimi unutmuşum.. bunları yazmaya bile gerek yok nasılsa aynen bu şekilde olacak :)

yani kısaca 302 madenci hayatını kaybetti.. 3 gün yas ilan edildi.. 1 hafta geçti ve hayat devam ediyor..değişen bir şey var mı ? hayır..