Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

31 Aralık 2013 Salı

2013' e veda ederken :)

2013 ün bitimen 1 saat 5 dk. var... şimdi geriye dönüp bakıyorum .. neler yaptım , neler kalmış aklımda... yıla hasta başlamıştım..nasıl geçer bu yıl demiştim.zen eğitimi almaya devam ediyordum...astroloji eğitimime ara verdim.. ve sonrasında pişmanlıklar " neden verdim ara.. şimdi napıcam.. hepsini unuttum..offf" demeler.. şifa çalışmaları yaptım. seminerlere gittim taaaa İstanbula günübirlik..sonra günü birlik, kebap yemeye Adanaya gittim. yedik, içtik, gezdik:) ara ara spor yaptım.. bir arkadaşımla bir daha konuşmadık.. çevremi daha iyi anlamaya başladım.. evrenin enerji düzeyi ile ilgili değişimleri hakkında seminere gittim (kuantum seminerine) ve bu seminerde farkında olmadan yaptıklarımın bir anlamı olduğunu anladım.. mozart dinlemem gibi.. çevremde olanları daha iyi anlamaya başladım.. içlerini görmeye başladım.. yurt dışına gittim ispanyaya yeniden.. çok sevdiğim arkadaşlarımla.. zen hocamla tartıştım.. şimdi hiç konuşmuyorum.. bakalım ne zaman konuşacağız.. spor merkezine yazıldım..yogaya başladım,temeli tamamladım. detoks yaptım.. et yemeği azalttım. kilo takıntım oluştu..sebze suları içtim..esma seminere gittim.. eliften vava ruhsal yolculuk seminerine gittim.. ışık elçi ile tanıştım.. şebi aruza gittim.. ne istediğimi daha iyi biliyorum.. hayatın tadına daha iyi varıyorum.. hakan kırkoğlu ile tanıştım.. istanbula eğitimine gittim .. herkes deli dedi bana :) sonrasında ingilizce ve astroloji eğitimime yeniden başladım. doğumgünümde net değişimler yaşadım..üzüldüm,sevindim.. yemek yapmaya başladım.. tatlılar, balık yemekleri, salatalar...

arkadaş çevremi genişlettim.. daha rahat ve özgür hissediyorum kendimi..zorunlu olarak bazı şeyleri yapmaktan vazgeçtim.. farkettim ki hayat kısa insan sadece istediklerini yapmalı.. isteyerek yapmalı.. o yüzden zorunluluktan vazgeçtim..ne yapıyorsam isteyerek..boşvermişlik başladı.. herşey öyle bir düzen içerisinde ki; bize düşen hayatı tüm güzelliği ile bize sunulan şekilde yaşamak.. sorgulamadan.. olan zaten oluyor.. bu dünyada en iyi kendimi oynayabilirim.. çünkü bu rol en güzel bana yakışır.. hayat bir tiyatro sahnesi derlerdi eskiden .. şimdi daha net anlıyorum görüyorum..hepimizin rolü belli.. ve hepimiz çok iyi oyuncularız..

yıl biterken yine hastalıklar boğuştum..ve bu sene yılın son günü bomba gibiyim.. yeni yılı çekirdek ailem ile kutluyorum.. kahkahalar içinde.. saçımı bonus yaptırdım, düdük aldık öttürdük, cem yılmazı izledik, şimdi Arkadaşımı izliyoruz..

eğlence için kalabalığıa gerek yok çekirdek aile olarakta gülebiliyoruz, eğleniyoruz.. balonlar etrafta, şapkalar bir yanda, düdüklerimiz diğer yanda...hayatımda ilk defa taşlı, dökümlü bir kazak aldım..birde tayt.. kendimi süper hissediyorum.. ve inanıyorum ki; tüm yıl böyle olacak.. Allah izin versin inşallah..

ve uzun lafın kısası yıla şöyle bir dönüp bakın.. neler yapmışsınız, neler öğrenmişsiniz.. yeni yıla nasıl başlıyorsunuz.. geride ne bırakmışsınız...

hepinize mutlu seneler... gönlünüzdeki istekler size hayırlı bir şekilde gelsin.. sağlık olsun, huzur olsun, neşe olsun.. bol kahkahalı olsun.. ihtiyacımız olanlar gelsin iyilikle.. farkındalığımız artsın.. kalp gözümüz açılsın..

mutlu seneler :) 

yeni yıl için güzel planlarınız olsun.. kendim için yaptım, yapıyorum.. geride bırakıyorum lüzümsuzları.. spora devam, sağlıklı yaşamaya devam ...

not: yazımı okuyup bana ulaşan 2 kişiye sempatik bir hediyem olacak :) hadi bakalım...( son gün 01.01.2014)

2 Aralık 2013 Pazartesi

YAZMA ARASI...

işe güce biraz ara verelim diyorum, hatta dedim .. ve aramı verdim.. evet en son nerede kalmıştım.. ödevlerinden bahsediyordum değil mi :)

ödevlerimi teslim ettim.. astroloji ödevimden 75 aldım.. İngilizce ise iyi .. yani biraz daha zorlasaydım kendimi daha iyi notlar alabilirdim.. bunlarda güzel notlar.. nerede hatam eksiğim olduğunu gördüm..

yalnız bu hafta İngilizce dersimde gerçekten çok kötüydüm .. resmen dibe vurdum :( hafta sonu şehir dışına çıkacaktım.. çıkmadım iptal ettim.. 2 gün boyunca oturdum , notları temize çektim, test çözdüm, çalıştım.. hala 1 konu eksiğim var.. onu da yeni derse gidene kadar tamamlayıp ödevleri yapmayı düşünüyorum.. chironum 9.evde eh bu dil meselesi de bu nedenle bu kadar çetrefilli..

chiron nedir ne diyorsun diyenler vardır mutlaka.. astrolojik bir terimdir.. gezegenciktir kendisi.. çevresine yaralı olduğu konularda hep destek olur , "yapın, çalışın, uğraşın, paylaşın" der ama kendisi yapamaz.. hep "ahhh ah" der.. "ah bende olacaktı ;neler yapmazdım" der..

işte benim de dil konusunda olsun eğitimler konusunda olsun hep içimde ukte kalan bir şeyler olmuştur, oluyordur..işte bu ve benzeri konularda çevreme sürekli "öğrenin, çalışın, gezin, görün" diyorum.. ve bu dil konusunda çalışıyorum minimize etmeye çalışıyorum.. elimden geldiğince.. çünkü şöyle düşünüyorum.. tamam ana dilim gibi konuşamayacağım belki, en azından ucundan köşesinden yakalıyıp şimdikinden daha iyi konuşabileyim.. kim bilir ileride ana dilim gibi konuşacağım durumlar olabilir belli mi olur :) hayat !!!

ne diyordum.. 2 gün boyunca evde durdum ve çalıştım.. tabi bu sırada sabah erken kalkıp spor yaptım.. ve pazar günü hani derler ya "deli danalar gibi dolaşıyorsun sakin ol" diye.. işte bende o sıralarda çalışmaya konsantre olamadığım ve enerji patlaması olduğu için kendimi tatlı yapmaya vurdum.. hatta sabah birde zeytinyağlı yaptım.. 2 tane de tatlı.. bu arada da çalıştım..

buradan şunu çıkartıyorum.. kendinizde bir enerji patlaması olduğunu hissediyorsanız ve bu enerjimi nasıl atabilirim diyorsanız; sevdiğiniz bir şeyi yapın.. enerjinizi olumluya çevirin.. verimli çalışın.. boş boş vakit geçirmek yerine bir şeyler yapın.. mutlaka aklınızda sizi rahatsız eden bir şeyler vardır, ertelediğiniz, sizi sıkan.. işte zaman bu zaman.. enerjiniz varken ve asıl yapmak istediklerinizi yapamıyorsanız harekete geçme zamanı :)

aklınızı ruhunuzu temizleme zamanı.. ve unutmayın hissederek nefes alın.. hissedin her nefesin her hücrenize geçtiğini.. yaradanı hissedin.. bir olun..

sevgilerimle...

19 Kasım 2013 Salı

my homeworks:)

selamlar herkese ( selam millet demek geçmişti içimden onu da şimdi dedim SELAAAM MİLLET:) ) nasılsınız bakalım.. sizinle paylaşmayı düşündüğüm bir kaç yazım var ancak onlara henüz sıra gelmedi.. şimdilik bunlarla idare ediverin ...

bugünkü konum HW ( yani homework-ödevler) neden ingilizce yazdım çünkü; ingilizce eğitimime yeniden başladım.. 1,5 -2 ay oluyor tabi yeni dediğim.. başlama nedenim ise astroloji .. yazın gittiğim bir eğitimde hocamız ingilizce terimler kullanmıştı ve bize bir kitap gönderi okumamız için .. büyük bir hevesle açtım kitabı bir de ne göreyim kitap İNGİLİZCE !!! ve bir anda offff farz oldu bu ingilizceyi öğrenmek dedim.. astrolojiyi daha iyi anlayabilmek için ingilizce şart..ve hemen öğretmen aramaya başladım.. dershaneler hoşuma gitmiyor okul kıvamında olduğu için.. tercihim birebir :) ve astroloji hocalarımdan birinin gelininden almaya başladım dersi (facebook kullanıyorsanız "Freelance English Teacher" kısmından takip edebilirsiniz.. şimdilik iyi gidiyor.. bakalım konuşma ve yazma olayına girince durumum ne olacak.. işte ödevlerden biri writing :) korkulu rüyam.. hele bir ödevim var kurban bayramından beri doğru yapamadım adına "bitmeyen ödev" koydum.. barcelonadaki bitmeyen kilise gibi (sagrada familia), sürekli dön başa geri yapıyorum.. yarın ders var ve ödevlere başlamadan önce size yazıp paylaşmak istedim..
2. ödev ise astroloji ödevim.. aman tanrım ödevi görünce mideme kramp girdi.. nasıl yapacağım paniği.. ve sonra kendimi şöyle motive ettim.. sakin ol bu senin hobi...bakalım neler öğrenmişsin , nerede takılıyorsun.. oyun olarak görelim ve soruyu çözelim...

evet gelecek yazımda ödevlerimin akibeti hakkında size bilgi veririm.. dua edin :)
hangi ödevler beni bekler. uykum gelmeden, bitireyim bir kısmını..
görüşmek üzere
sevgiyle kalın..


18 Kasım 2013 Pazartesi

durduramıyorum kendimi...

yeappp... çikolata yemekten kendimi alamıyorum dostlar... sen otur o kadar sağlıklı yaşamdan, hazır gıdanın zararlarından konuş, anlat , paylaşımlarda bulun sonra gel,  bir paket çikolata bitir :)) olacak iş mi ? oluyor muş...

hafta sonu hatta dolunayın olduğu ( boğada olan dolunay 17 kasımda ) pazar günü.. kendimi tutamadım.. bir yandan ders çalışıyorum .. hobilerimi tekrar ediyorum , temize çekiyorum diğer yandan sürekli bir tatlı yeme ihtiyacı.. resmen çikolatanın dibine vurdum.. hatta uzun zamandan beri yemediğim peynirli makarna yedim ... hem de 2 tabak!!... ne oluyor bana anlayamadım.. isyanda mısın sevgili bedenim, niye açsın ya da neye açsın bu kadar dur durak bilmeden yiyorsun. ne olacak sonumuz bir düşün.. yaza şurada ne kaldı sonra yeniden gelsin diyetler.. yazık be gülüm sana.. bir dur de kendine, iştahına.. ya da şöylemi diyorsun zaten veremiyorsun ye gitsin.. hadi böyle de düşündün tamam haklı olabilirsin.. peki yaptığın o kadar sağlıklı yeme alışkanlıklarına ne oldu.. alkali beslenmeye ,sebze yemeye ne oldu.. bak cildin ne kadar güzelleşti.. şimdi ne yapıyorsun tam aksi yolda gidiyorsun.. sanki bir şeye inat son sürat araba sürer gibi.. sonra ağaca tosladığında ne yaptım böyle diyip hüngür hüngür ağlamayasın..

tamam git bir diyetisyene, anlat derdini.. kendini bul ve yoluna devam et.. yeme isteği biliyorsun psikolojikte olabiliyor.. belki böyle bir şeydir.. düşün bakalım hangi zamanlarda daha çok yiyorsun.. tabi bunları hepsini kendime söylesem de sizde düşünün, ne zamanlar yiyorsunuz.. aklınız mı aç yoksa bedeniniz mi? yiyorsunuz doymuyor musunuz .. ruhunuz mu aç.. delik poşet gibi ne yerseniz yiyin torba dolmuyor mu ??

düşünün bunları ( ben de düşüneyim ) ve sonra kendinize bir yol çizin.. çizelim..

sevgilerimle..
öpüyorum...

23 Ekim 2013 Çarşamba

RETRO METRO ...




Tatil sonrası, her zaman ki gibi bir koşturmaca..bir yoğunluk bir yoğunluk sormayın gitsin.. sanki tatiller ceza.. çok tatil yaptın otur çalış diyorlar..Ay boğada ikizlere geçerken acayip bir iletişim trafiği, evrak yoğunluğu.. sanki gökten her türlü haberleşme ve evrak yağıyor.. bilirdim de bu kadarını fark etmemiştim.

evet günlerden 21 ekim ve geldik merkür retrosuna hem de akrepte.. nasılmış neymiş bu retro derseniz.. kısaca kendi izlenimlerimden ben aldığım eğitimden biraz olsun size aktarmak isterim.. Retronun işleyişi herkese göre değişiklik göstermekle birlikte genel olarak, iletişimsel sıkıntılar ( her türlü iletişim araçları, pc, telefon, tv. vb) nasıl sıkıntılar derseniz; mail göndermezsiniz ya da yanlış gider, pcniz kitlenir, bilgiler gider,telefonunuz bozulur.. tv nin yayını kesilir..yolculuklarda aksama olur.. akrep ateştir; yangın çıkabilir.. hararetli tartışmalar içte patlayabilir vb.. bunların dışında eskiye geri dönüş olur... tamamlanmamış işler pat diye çıkar gelir..link veriyorum ayıntılı okursunuz http://www.astrolojidergisi.com/Merkur-geri-gidiyor.htm

dün astroloji eğitiminde tanıştığım bir arkadaşımda oturmuş sohbet ediyorduk.. ve retrodan açıldı konu. acaba dedim "ben mi çağırıyorum bu kadar düşün düşün kendisi mi geliyor".. arkadaşımın dediği düşünmesen de bi şekilde uğruyor:) şaka gibi ama gerçek.. bir şekilde etkileniyorsunuz.. işte astrolojinin en güzel yani, nedenini biliyorsunuz , ne zaman geçeceğini biliyorsunuz ve ona göre hareket ediyorsunuz..hareket ediyorsunuz ile anlatmak istediğim;daha temkinli bilerek davranıyorsunuz..

ancak bu kadar bilmeye rağmen bugün acayip bir yoğunluk vardı.. neyse ki yarın daha sakin olacağına yönelik bir his var içimde:)

bu yazıyı yazarken bile sürekli kontrol ediyorum.. hatta yayınlamadan önce kayda alacağım ki bişey olmasın :)

gözünün korkmasın, hayatta her şey bizler için.. önemli olan farkındalığınızı arttırıp acaba bunu neden yaşadım diye sormak..hayat bizler için bir test alanı.. onu bir oyun gibi görüp yaşamak gerekiyor :)

anlatacağım çok şey var ancak bugünlük bu kadar çünkü yoruldum..
sevgiyle kalın.. 10.kasım'a kadar dikkatli olun..

sizi güzel bir şarkıyla başbaşa bırakıyorum ...

http://www.youtube.com/watch?v=nYkVI7YZdCk

21 Ekim 2013 Pazartesi

2. Test

Bayram dönüşü herkeste bir ikram .. Fındık , fıstık , seker ... Eh benimde iştahım açık ve bitter isteği olunca hafiften bir baş ağrısı oluşmaya başladı .. Ve anladım ki (2. Kez) hazır gıdalar ve fazla kuruyemiş, bitter baş ağrısını tetikliyor.. 

Halbuki ne gerek var , bildiğin şeyi 2. Kez denemenin.. İnsanoğlu iste " acaba yeniden olucak mı bir deneyeyim" le başlıyor hersey ve sonra " keske abartmasaydim, yapmasaydım " diyoruz..

Tamam aldık basımıza bir ağrı , peki nasıl atlatacağız ağrıyı ilaçla mı hayır !!! Bolca su , temiz hava ve nefesle :) hadi ilk ikisini anladık da NEFES noluyor diyorsunuz belki .. Söyle anlatayım nefes alıyoruz hergun durmadan farkindasiniz değil mı .. Ara vermeden sürekli ... Hayata onunla tutunuyoruz.. Onunla varız .. Yaradanla aramızdaki bir bağ bir bakıma.. İste bu nefesi düzenli ve doğru kullandığımızda ne bas ağrısı kalıyor ne stres ne sıkıntı ne üzüntü.. Hepsi pufff olup uçup gidiyor.. 

Burundan alın nefesi be diyaframı sisirin.. Karnınız şişsin .. Çünkü asıl kaynak orada.. Oradan aldığınız nefes bütün vücudunuza dağılır , enerjiniz artar bedeniniz yenilenir...

Deneyin , zararını görmezsiniz.. Hadi size iyi geceler .. Nefes almaya gidiyorum :) 

İs bası :)

Kaç günlük tatildi sayamadım bile .. İlkokulda hocamız (o zamanlar Öğretmen derdik); 15 günlük tatil diye uzun sanmayın "Göz açıp kapayıncaya kadar biter" derdi.. İste bizim kurban bayramı tatili de böyle bitti ve donduk işimizin basına..

Ruyadayim sanki, simdi uyanicam sicacik yatagimdan ve anlatacagim " ruyamda ise gittigimi tatilin bittigini gordum.. Ne ruyaydi ama ".. Ve gozler acilir dadadaaaamm ruya degil gercek :) 

Allah'tan yogun bir isimiz var da tatil havasından bir an önce çıkmamıza yardımcı oluyor ... Kısa bir bayramlaşma sohbet muhabbet ve başlasın haftanın ilk gunu çalısmaları ... Saka bir yana Böyle yazdığıma bakmayın şükür ki isim var isimiz var.. 

Bu zamanda işsiz olmak cok zor.. Allah herkesin gönlüne göre huzurlu olacağı bir is versin.. 5 yıl işsiz kaldıktan sonra is bulup sonrasında böyle konuşmak nankörlük gibi geliyor.. O nedenle hemen düzeltiyorum isimiz olsun çalışalım .. Tatiller zaten bizler için çalışanlar için :)) 

Peki neler yaptık bu tatilde , nasıl gecti .. Benim ki gayet güzeldi . İlk gün yorgunluktan sürekli uyudum , sonraki günler daha güzeldi hatta denize bile girdim:) bir yanda ilkbahar , yaz , diğer yanda sonbaharı yaşarken vücudum noluyor dedi .. Tatlılara düştüm yedim de yedim ...bitter çılgınlığı yaptım .. Tabi o kadar bitter yiyince evdekiler dahil herkese salata keyfi yaşattım .. Bulgurlu borulceli salata yaptım .. Bu tatil hep mutfaktaydim.. İste benim tatil böyleydi .. 

Ya sizin ki ??  İciniz huzurlu ve mutluysa , yüzünüzde hafif bir tebessüm oluşuyorsa ne mutlu size .. Zaten önemli olanda iç huzuru değil mı .. Aldığımız her nefes bir Bayram .. Bir şükran .. 

Şükürler olsun ki yasıyoruz hayatı .. Güzelliklerin ve nefesin farkındayız .. Huzurla dolsun icimiz .. hadi bir tebessüm yerleştirin yüzünüze ve derin bir nefes al.. 

Ve devam edin yasamaya ... 

20 Ekim 2013 Pazar

Erkek cocuk sahiplerine...

Düşünüyorum o halde varım.. !! Velhasıl çevreme bakıyorum evli eslere , aileme.. Evlilik hem güzel hem zor , eh zaten böyle olmasa ayıp olur . Dünyanın da dengesi böyle değil mi?? "iyi ve kötü iç içe" ...

Peki neden sadece erkek çocuk sahiplerine sesleniyorum bu yazımda ; çünkü gerçekten çocukken öğretilmesi ve bilmesi gerekiyor .. öğrensin ki; büyüdüğünde evlendiğinde esine yardımcı olsun, destek olsun.. Baktığım dinlediğim tüm evliliklerde tipik durum su ( istisna kısmını tenzi ediyorum) ; evin hanımı sürekli çalışır, evin erkeği elinde kumanda ya da pc ,sürekli istekte bulunur .. Nasıl bir lükstür anlamış değilim,, isterseniz feminist değil , isterseniz bu ne asilik ya da ne bileyim böyle gelmiş böyle gider diyin ama lütfen buna bir DUR diyin...

Şimdi biraz argo konuşacağım kusura bakmayın " yok abicim kazın ayağı oyle değil" bayanlar dunyaya hizmetçi erkeklerde padişah olsun diye mi geldi ??? Yok böyle bir sey .. Yeri gelince hayat müşterek yeri gelince biz kılıbık mıyız!! Bu ne nane bu ne pirasa!! İste bu nedenle lütfen , erkek cocuk sahibi anneler , ogullariniza biraz egitim verin , öğretin ki ileride cokca dua alın(hayırlı dualar)... 

30 kusur yaşındayım bu yasıma kadar bu durum beni hep rahatsız etmiştir .. Bizler köle sürekli çalışalım onlar otursun keyif yapsın oh ne ala!! İste bu yüzden Allah'tan dileğim bana destek ve yardımcı olan helal süt emmiş bir kulunu nasip eylesin..(amin)

gülmeyin ve biraz olsun düşünün yazdıklarım gercekten cok önemli , eşinizin size biraz olsun fazla vakit ayırmasını istiyorsanız lütfen onlara yardımcı olun .. Kilibik olunmaz merak etmeyin .. Aferin denir çünkü cok önemli ve değerli davranışlardır bunlar.. Sevgiyle kalın ... 

19 Ekim 2013 Cumartesi

Böğürtlenli (frambuazlı) bitterli bisküvili pastam

Selamlar herkese ... Bugun Arda Türkmen'in programında yaptığı visneli bitterli pastasını yapmaya çalıştım .. Neden yapmaya çalıştım diyorum çünkü visnemiz yoktu böğürtlen ( oops frambuazdı isimleri karıştırdım :)) kullandım , sürekli malzeme unuttum bakkala gittim geldim :) krema yoktu internetten tarif buldum oyle yaptım malzemedeki orandan biraz fazla oldu.. Bitterleri %70 ya da 80 oranında etnin bitterini kullandım .. Bir daha ki sefere portakalli yapacağım.. Tarifi vermiyorum çünkü www.ardaninmutfagi.com adresinde bulabilirsiniz.. Size sadece fotografını göstereceğim .. Ev ahalisi beğendi tek kusur olarak biraz ağır olmuş dediler o da bitterin oranından kaynaklı bir durum .. Yediğimde bana gayet guzel geldi .. Pek leziz olmuş .. Ellerime saglik .. Deneyin sizde ... Haydi opuldunuz..:)

Leziz bir tat..

Hayat leziz bir tattir.. Bazen acı bazen tatlı .. Bazende bol baharatı ; nereden neyin geldigi anlaşılmaz .. Sadece damakta guzel bir tat bırakır.. Farklı insanlar , farklı düşünceler , farklı duygular .. Hepsi bir arada ayni tat içerisinde ... Şimdi ise bu tatların ayrımı içerisindeyiz .. Tuzu ayrı olsun biberi ayrı peki baharat nasıl ayrılacak .. Ayrı ayrı olunca aynı tadı verecek mı ? Neden herseyi bolusturme halindeyiz.. Neden bırakmıyoruz olduğu gibi .. Yazık değil mı bizlere yazık değil mı baharata ...

30 Eylül 2013 Pazartesi

hazır gıdalar ve baş ağrısı...

merhaba sevgili arkadaşlar , takip edenler etmeyenler :) bugünkü paylaşım konum, hazır gıdalar ve baş ağrısı arasındaki ilişki..

nasıl yani diyebilirsiniz, hatta ne alaka da diyebilirsiniz.. belki hiç farkında bile değilsiniz.. ya da bu durumda olan sadece ben varım.. öyle de olsa paylaşmak istedim.. belki bir gün sizde farkedersiniz..

öncelikle yemek yeme alışkanlığımı ( beslenme alışkanlığımı) bir süredir değiştirdiğimi belirtmek istiyorum.. herşey yogayla başladı..yapmayı ve öğrenmeyi çok istediğim yogaya www.avidyayoga.com da başladım.. çok sevdiğim ve severek gittiğim bir yerdir.. ve temel eğitimi aldıktan sonra 21 gün sürecek detoks programına girdik.. hayvansal gıdalar yok denecek kadar az.. şeker yok, hamur yok( pilav, makarna) ve hazır gıdalar yok.. tabi sakatatlarda yok.. sucuk, salam vb.. benim için kolaydı ... dondurma dışında :) çünkü en sevdiğim yiyecek dondurmada yasaktı.. onun yerine meyveli yoğurdu( kendimiz yapıyorduk) buzluğa koyup dondurup yedim.. çakma dondurma:) pek keyifli değildi..tabi bu detoks sırasında araştırma yaptım ve gördüm ki çoğu kişi raw şeklinde besleniyor.. www.gulkaynak.com ın sitesine girdiğimde çok güzel tarifler öğrendim.. sebze suları içtim.. gerçekten dinç tutuyor.. tavsiye ederim..

fazla uzatmayayım.. bu şekilde 21 günü tamamladım.. ve sonunda kendimi çok rahat , sakin ve huzurlu hissettim.. peki eskiden yediğim ve çok sevdiğim dondurmayla aram nasıldı, peki deli olduğum dönerle, köfteyle.. şaka gibi ama midem almıyor artık.. yediğim zaman rahatsız oluyorum.. hele dondurmanın tadını bir süre hiç alamadım.. gereksiz bir şey yiyormuşum gibi geldi.. hala da öyle geliyor.. zevkle yiyemiyorum..

ve anladım ki; bu tarz besinlerin vücudumuza pek bir faydası yok..bu arada kan değerlerimi detoks sonrası kontrol ettim.. çünkü herkes "kansızsın , kanın düşecek bırak şu detoksu" diyordu.. ve sonuç kan değerlerim gayet normal hatta çok daha iyi..ve hala salata ağırlıklı besleniyorum.. çiğ kabak yiyorum (çiğ kabak mı !! diyip yüzünüzü buruşturmayın .. çok güzel ve doyurucu bir besin )

bu hafta sonu 2 gün boyunca seminerdeydim .. eh böyle olunca karnınız tokda olsa orada bir şeyler yiyorsunuz ortama uymak için.. bende öyle yaptım.. ilk gün akşama doğru başım ağrıdı eve gidince mecbur ilaç aldım..2. günde aynı şey oldu ve birden aklımda şimşekler çatı.. yediklerimden ağrıyor başım.. hazır gıdalardan..çünkü normalde artık bu tip( bisküvi, simiti kurabiye vb şeyleri mümkün olduğunca yememeyi, yesemde ev yapımı yemeye çalışıyorum) gıdalar ağır geldi.. alışkın değil o kadar sebze ve sebze suyu içtikten sonra:)
tabi 12.Bilgi kitabında da bu düşüncemi destekleten bir bölüm okumuştum.. hazır gıdalın kan şekerini bir anda yükseltim sonrasında daha çok yemeye sevk ettiği ve baş ağrısı yaptığı yazıyordu.. okuduğumda ilk tepkim ; gözlerim açıldı " rüyamı görüyorum, doğru mu okuyorum .. demek ki doğru yapıyorum" şekilnde tepki vermiştim...

ister inanın ister inanmayın. doğaya, doğala dönüş başladı.. artık vücudumuz isyan ediyor.. doğala dön diyor, hafif gıdalarla beslen yoruldum diyor..

ve bu dönüşü yaptıktan sonra ister istemez hızlı bir alışma devresine girdikten sonra , başka birşey yiyemiyorsunuz.. yediğiniz zaman, rahatsızlık duyuyorsunuz..

bu tarz beslenmenin tek sıkıntılı yanı.. dışarıda arkadaşlarınızla buluştuğunuz da ne yiyeceğinizi bilememek.. et ağır gelir, tatlı asit.. eh geriye salata kalıyor :) ve su ya da soda limon ..

sağlıcakla kalın ... sevgi dolu günler dilerim...


6 Eylül 2013 Cuma

neredeyse 5 ay sonra...

herkese kocaman selaamm... neredeyse 5 ay sonra :)
bayağ uzun süre olmuş yazmayalı.. bu süre zarfında neler oldu neler .. anlat anlat bitmez :) kısa kısa başlıyorum ... ama sondan..

astrolojiye yeniden dönüş yapıyorum Allah izin verirse.. kararsızlığımdan sonra sonunda bir karara vardım.. kaldığım yerden devam ediyorum..klasik mi modern mi derken kendimce mantıklı ve doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.. bakalım ilerleyen günlerde ne kadar doğru bir karar vermişim göreceğiz ... ve ingilizceye yeniden başladım.. umarım bu sefer şeytanın bacağını kırarım ve rahat rahat ingilizce konuşup, anlayabilirim ..bu konuya yeniden başlamama yol açan astrolojidir..
temmuz-ağustos ayında Hakan Kırkoğlu'nun ( http://www.hakankirkoglu.com/c/haber.asp?id=490&k=Yaz_Okulu_2013) yaz okulu eğitimine gittim.. çok şey öğrendim ve kendisinden ders alarak bir hayalimi gerçekleştirdim..( kendisi bu yola 30 yılını vermiş çok değerli bir insandır.. ve ondan ders almak ayrı bir zevktir..) ancak derste ingilizce terimlerde kullanılıyordu ve kaynakların bir kısmı ingilizceydi ve çevirisi de yok.. eh bu durumda astroloji eğitiminin daha iyi olabilmesi için ingilizce şart dedim.. Ülkemizdeki kaynaklar sınırlı.. dil bilirsem kaynaklara daha rahat ulaşabilirim dedim ve bir hevesle yeniden ingilizceye başladım.. kötü komşu insanı ev sahibi yapar sözü gibi bende dil öğrenmeye yeniden başladım..

evet üst paragraftan anlayacağınız gibi 5 aylık süre zarfında birde eğitime gittim.. bolca seyahat İstanbul yollarını su yolu yaptım :) yorucu ve bir o kadarda zevkliydi..sırt çantamla yolculuk etme hayalim vardı onuda gerçekleştirdim..

geriye doğru baktığımda kötü olarak anımsadığım tek bir olay var Zen hocamla tartışmış olmak.. gerçi bu olayında olması gerekiyormuş olmuş.. iyi de olmuş.. eh bende çalışmalarımı kendim yaptım.. bi süre sonra iş ev seyahat derken ara verdim max. 5-10 gün civarı..güçlendirme çalışması vardı ş.dışında olduğum için gidemedim. tabi hocayla karşılaşmayıda pek istemiyordum.. vesile oldu ş.dışı yolculuğu.. çünkü henüz karşılaşmaya hazır değildim.. bakalım kısmet ne zamanaysa o zaman yeniden görüşürüz..

evet geri geri gitmeye devam ediyoruz ... yendien spain spain ...evet 2.kez ispanyaya gittim.. çok eğlenceli bir tatildi bu sefer.. bol kahkahalı ve eğlenceli..görmediğim yerleri gördüm.. keyifli şekilde gezdim..tatile çıkacağınız kişilere çok dikkat edin.. herşey orada ortaya çıkıyor..

ruhsal gelişimime ağırlık verdim.. gezi olayları can yakıcıydı.. sayelerinde  ne tv izliyorum ne haber okuyorum.. iyide oldu galiba.. özüme dönüş yaşıyorum. herkese tavsiye ederim..

aklıma gelenler bunlar.. 5 ay sonra bu kadar anlatım yeter..dedim ve en önemlisini unuttum.. 33 yaşımı doldurdum.. yani dolu dolu 33 oldum :)) nasıl hissediyorum o gün içim buruktu.. ertesi gün daha iyiydim.. yaşın verdiği ağırlık galiba.. ama sadece o güne özeldi.. yoksa kendimi hiç 33 olarak görmedim göremiyorum.. XXL geliyor üzerime.. ruhum genç:) zaten yaşta semboliktir..beden yaşlanır ruh aynı kalır.. doğum günü her sene gecikmeli ve iki arada bir derede kutlarım.. hep birşeyler olur ve arada kaynar.. sonrasında bir açılır pir açılır.. o yüzden kutlu doğum haftası ilan ediyorum :) 1 hafta boyunca kutlamalarım devam ediyorum.. ve bu doğum günümde (ilk gün üzülsem de) anladım ki seviliyorum.. o kadar çok sevenim varmış ki çok mutlu oldum.. ilk gün pasta kesip dilek tutamadım.. 2.gün yaptım ve en yakın arkadaşımla beraber mumları üflemek nasip oldu.. ailem , dostlarım, arkadaşlarım iyi ki varlar:)

işte bu kadar 5 aylık süre..

hepinize huzurlu ve güzel günler dilerim..

ve bugunun şerefine size aşağıdaki şarkıyı armağan ediyorum...mert hakan& barbados

http://www.youtube.com/watch?v=G1QhdCOAz40

12 Nisan 2013 Cuma

kabul etmek...

birden aklama geldi.. "kendini kabul et" derler ..kendini kabul et bırak mücadeliyi ve yola devam et"..
peki nedir bu kendini kabul etmek.. etmiyor muyuz.. yoksa ettiğimizi mi zannediyoruz..

düşünelim.. insan nasıl kabul eder. kabul etmek nedir..karmaşık mı geldi :) pek değil.. eve misafir kabul etmek gibi bir şey.. ağırlamak evinizde.. sizden olamayan birine yuva açmak.. nasıl yani bizden olmayan biri.. biz kendimizi tanıyoruz nasıl olur bizden olmayan birini kabul etmek diyebilirsiniz..

şöyle anlatmaya çalışayım...düşünün ki kendinizi sevmiyorsunuz ya da çok seviyorsunuz ve herşeyinizle barışıksınız.. sonra bir bakmışsınız derinlerde yatan size ait olmayan ama hep sizle olan bir ben var.. ve çat kapı geliveriyor.. sizde nezaketen buyrun hoşgeldiniz diyorsunuz.. yabancısınız birbirinize.. nasıl davranacağınızı ne yapacağınızı bilmiyorsunuz ve şaşkın ördek gibi bakıyorsunuz.. tabi misafire ne zaman gideceğide sorulmaz ya, ayıptır.. eh böyle olunca birbirimizi tanıyalım bari diye konuşmaya başlıyorsunuz..kah gülüyorsunuz kah ağlıyorsunuz..

işte bunların sonunda bir bakmışsınız siz kendinizi hiç tanımamışsınız.. konuşmalardan gülüşmelerden ağlamalardan neler neler çıkmış.. neler neler bastırmışız derinlere de haberiniz yokmuş.. ne git diyebiliyorsunuz ne de kal.. peki napıcaz.. git dersek bizdekini reddedip yine gömücez ve içimizde tanıdığımız için bir burukluk olucak.. eskisi gibi olamayacağız çünkü farkındayız.. peki kal dersek; belkide hayatımız baştan sona değişecek..

"kabul etmek" sanıldığı kadar kolay değil.. uçurumdan atlamak gibi.. kıskançlığınızı, bağlılığınızı , sevgiyle cevrenizi boğdugunuzu, soğuk ve gergin olduğunuz, neşenizle bazen çevrenizi sinir ettiğinizi, olumsuz ya da olumlu davranışlarınızla pek iyi karşılanmadığınızı, kıskanıldığınızı fark ettiginizde neler değişir hayatınızda bir düşünün :)

ve şunu da unutmayın; diğer yarınızla barış içinde yürümek bambaşka bir duydu...

sevgilerimle..

8 Nisan 2013 Pazartesi

hayata hoş geldiniz...

bir peri masalıdır hayat.. her dakikası farklı ,her günü ayrı güzel.. inanır mısınız perilere.. onlar her yerde, her güzellikte doğada.. her çiçek açtığında, her yağmur yağdığında ve her güneş açtığında.. içiniz hüzünlendiğinde çevrenize bakın, size gülümseyen içinizi ısıtan mutlaka birşeyler görürsünüz ya da hissedersiniz :)

onlar bizlerle.. yağmurun yağışında bile bir güzellik var farkettiniz mi.. tam zamanında yağar yağmur.. toprak suya aç kaldığında ve her damla toprağa düştüğünde kana kana içer gökten yağan suyu ve yeniden canlanır.. yeşiller ayrı yeşil olur, pembeler ayrı pembe.. ve her yanımız rengarenk olur..ve konuşurlar kendi aralarında.. neşeyle, sevgiyle ,coşkuyla.. ve bize kendisini daha coşkuyla göstermeye çalışır.. "hadi bak buradayım herşey bizde, bize bak.. bırak işi gücü.. bana bak bana dön.."der..

ve işte bizler duyarsak bu sesi, ahhh gönüllerimizde kelebek esintileri, kulaklarımızde kuş cıvıltıları.. artık ne dert kalır ne tasa.. olması gereken neyse o.. öze döndüğümüzde sadece kendimiz.. ve sadece farkındalığımız..

ve at gözlüklerinden kurtulan bizler hayata hoşgeldiniz..

sevgiyle kalın..

bir yanım üşüyor..

"bir yanım üşüyor" ne kadar hüzünlü ne kadar içten ve ne kadar söze dökülemeyen anlamlar içeriyor..
bir yanım üşüyor.. yüreğimde bir serinlik bir boşluk.. herşey tam olsada bir delik var hava kaçıran..

ve farkında olup deliği kapatamamak en acısı.. bazen kapattığını sanıp üzerini yara bandladığımız o delik gün gelir, tüm yara bandlarını atıverir ve içiniz üşümeye başlar.. ve öyle bir soğuk gelir ki ;farkında olmadan tüm hücrelerinizi kaplar..çare ararsınız bulamazsınız.. çünkü sizin yapacağınız bişey değildir..

nedir peki bu serinlik noldu diye ararken bulursunuz bir duyguyu ya da duyguları.. kalpten konuşmak mı, aşk mı ,sevgi mi hepsi bir ..hepsi bir ağacın dalları gibi.. bir dalınız kırıkda sanki hep varmış gibi yaşadığınız o günler gün gelip yüzünüze tokat gibi vuruverir.. anlarsınız ki boşluk var bedeninizde..

aşkı arıyor yüreğiniz, sevgiyi arıyor.. korkmadan, düşünmeden "seni seviyorum senden hoşlanıyorum" demek istiyor.. ama olmuyor..yürek söylerken dil susuyor.. ah birde şu kıskançlık , ne komiktir dimi kıskançlık.. kimi kimden neden kıskanırsın.. hepimiz birken ne gerek var bu kıskançlığa..peki kaynağı nedir neden kıskanırız; güvensizlik mi, peki kendine mi yoksa ona mı, yoksa kızgınlık mı ,istediğin gibi davranamamanın verdiği yürek acısımı.. yoksa sadece hepsine duyulan özlem mi?

bir yanım üşüyor dostlar, bir yanımız üşüyor..

kaç kere söz vermişizdir kendimize, evet bu sefer nasıl içimden geliyorsa öyle davranacağım konuşacağım diye peki yapabilir miyiz.. evet .. başlarda evet peki ya sonra.. nolurda yine bir kapanış kapalar içe doğru.. gökyüzü mü yoksa yeryüzü mü etkilidir..belki de hiç biri.. belkide hepsi..

çok mu hüzünlendiniz yoksa ne yazıyor anlamıyoruz mu diyorsunuz..

herkes ne anlamak, ne duymak istiyorsa o kadardır.. ne yazarsam yazayım herkes istediği gibi görür, duyar ve anlar..

üşüyen yanınızın kelebekler gibi uçması dileğiyle.

sevgi dolu güzel günler dilerim :)

11 Mart 2013 Pazartesi

AYVALI SOHBET

herkese yeniden merhaba, konu başlığımız neden ayvalı sohbet çünkü şuanda ayva yiyorum ve sizinle sohbet ediyorum..sağlıklı bir sohbet anlayacağınız :) sağlık demişken etçi olan ben artık bitkisel ürünler yemeğe başladım.. evet eti hala çok seviyorum;döneri ızgara köfteyi hatta sakatatı bile; bazılarınız sakatatı duyunca yüzü buruşmuş olabilir haklısınız seven var sevmeyen var :) işte bunları seven ben artık çok fazla aramıyorum...sadece balık hariç, bazen balık kokusu geliyor burnuma buram buram ahhh ah diyorum olsada yesem :)

ve birde çay konusu var..çay delisi olan ben helede tavşan kanı çay, içemiyorum..kokusu burnuma buram buram gelip bir koşu çay alıp "ohhh mis gibi dünya varmış "diyen ben artık bitki çaylarıyla hayatını geçiriyor..

nasıl oldu bu değişim tam olarak bilmesem de tahmin yürütebiliyorum.. zatürre başlangıcı geçirdim geçen yıl aralık ayında o gün bugündür ne çay içebiliyorum ne kahve.. tadı çamur gibi geliyor.. evet itiraf ediyorum kokusu hala çok güzel geliyor mis gibi.. ama iç diyince "ııh".. hatta gelen çayı bile geri gönderip yerine bitki çayı almışlığım vardır..

evet vardır bir hayrı diyorum..daha iyi oluyor benim gibi düşünen var mıdır bilmiyorum ancak dürüstçe söylemem gerekirse bitkisel beslenmek bedenimize iyi geliyor.. etinde azı karar çoğu zarar.. balık her daim :) bunların yanında yulaf ve ruşeymle takviye yapıyorum....

hayatıma temiz güzel bir sayfa açmanın mutluluğu eşiliğinde sizi en sevdiğim bitkilerden olan ıhlamurla şimdilik veda etmek istiyorum ....

sağlıkla beslenin.. sevgilerimle...

18 Şubat 2013 Pazartesi

Hayat

Günler gelir ve geçer… aynı bir tünel gibi.. her tünel bir gün ve yollar da hayat.. ve hayatın içinden akıp giden bizler.. onun kurallarına göre hareket eden bizler.. yani demeye çalıştığım ne kadar dikkat edersek edelim görmediğimiz engellere takılabiliriz hayat yolunda..

Peki dikkate rağmen takılıyorsak, güle oynaya gideceğimiz şu yolda, bu kadar dikkatli olmaya hatasız olmaya diretmek niye? Neden dizginler sürekli bizde.. bırakalım kendimizi hayat yoluna o öğretsin bize.. güvenelim biraz hayata… olacak nasılsa olur.. içimizi dinleyelim , çevremizi izleyelim..

Biz değil ,Bırakalım hayat bizim içimizden aksın

16 Şubat 2013 Cumartesi

çok mutluyum...

konu başlığından da anlaşılacağı üzere çok mutluyum :) neden hayırdır derseniz az sonra anlatmaya başlayacağım..

önce giriş taksimi.. herkesin ya da çoğunluğun yapmaktan ilgilenmekten keyif aldığı hobileri vardır.. puzzle, resim, spor, yoga ve aklıma gelmeyen daha bir sürü aktivite hayatımızda bizi mutlu eden hobilerdir.. işte benimde ilgilenmekten zevk aldığım (amatörcede olsa) hobim, hobilerim var..tabi bir başak olarak hatta başak kare olarak herşeyin mükemmel olması için çabalarken hobilerim bazen fabi olabiliyor..:)

işte böyle bir zamanda astrolojiye ara vermiştim.. ileri seviyeye geçmeye hak kazandığımda hayır dedim.."elime haritayı aldığım zaman içime sinecek şekilde yorum yapmadan ,temeli iyicine sindirmeden ileriye geçmemin bir anlamı yok" diyerek eğitimime ara verdim.. ara sırada olsa pişmanlık duydum, arkadaşlarım ilerlerken hiç bişey yapmadan oturuyordum.. gittiğim seminerler ve okuduğum yazılar hariç.. tabi bazen iyi kide ara vermişim dedim çünkü 2 ekimden ocak 2013 e kadar çok zor aylar geçirdim.. hasta oldum sürekli ve en kötüsü de zatürre başlangıcıydı.. yani derslere devam etseydim de çalışamayacaktım ve daha kötü bir vicdan azabı olacaktı.. her şeyde bir hayır var.. iyi ki böyle olmuş.. genelde aceleci bir yapım vardır ama kendimi firenleyip; "aceleye gerek yok,tam olsun yeter" diyorum..

ve hep dua ediyorum astroloji eğitimimi tamamlamayı istiyorum..niyet ediyorum.. ileri seviyeye devam edebilmem için harita yorumlamayı doğru ve düzgün şekilde içime sinen haliyle yorumlamayı istiyorum.. niyet ediyorum.. komik gelebilir size.. hobi bu ciddiye alma diyebilirsiniz.. dedim ya başak kareyim :) çok normal..

Allah'a şükürler olsun ki alnımın akıyla çıkıyorum.. evet dün tanımadığım birinin haritasını yorumladım ve  şaşırdırlar, ve bende onların gözünde ışığı gördükçe mutlu oldum.. evet evet yapabiliyorum dedim :) çünkü çok ciddi bir iş ..fal değil..ve insanlar sizden duydukları bi şekilde akıllarında kalıyor.. en sert şeyleri bile en minunmun şekilde söylemek gerekiyor.. ne görüyorsanız o..

dün yaptığım yorumda elimden geldiğince doğru cümleleri bulmaya çalıştım bazen zorlandım.. ama başardım.. tabi şunu da belirtmem gerekiyor amatörce yaptım, atladıklarım tabi ki olmuştur.. yürümeyi bile pratik yaparak öğreniyoruz.. benim öğrenme şeklimde böyle adım adım :)

bütn bunlara rağmen çok mutluydum , içim kıpır kıpırdı.. yapabilmek evet öğrenmişim yapabiliyorum demek çok güzel.. Buradan Meltem hocama  çok teşekkür ediyorum.. kendisi benim Astroloji eğitimi aldığım hocam.. temel seviyeyi kendisinden aldım..çok güzel ve neşeli şekilde ders anlatıyor.. kullandığı cümleler akılda kalıyor ve hepisini geçtim candan ve sıcak :)

Yolun başındayım ve Seviyorum Astolojiyi:)
ve Teşekkür ederim ...




14 Şubat 2013 Perşembe

14 ŞUBAT NE OLA Kİ ...:)


SEVGİLİLER GÜNÜ SEVGİLİLER GÜNÜ… NEDİR BU SEVGİLİLER GÜNÜ…

SEVGİSİZ Mİ HER GÜNÜMÜZ SEVGİLİLER GÜNÜ YAPMIŞLAR..DÜŞÜNÜYORUM DÜŞÜNÜYORUM BULAMIYORUM.. FAZLADA DÜŞÜNCELERE DALMAYAYIM..DALMAYALIM.. PEKDE DÜŞÜNEN YOKTUR YA NEYSE J

UZUN LAFIN KISASI TAMAM KONU GELİYOR SIKILDINIZ DİMİİİİ J

14 ŞUBATI YAPMIŞLAR SEVGİLİLER GÜNÜ .. KİM YAPMIŞBİLİNMİYOR.. ESNAF SEVİNSİN DİYE GALİBAJ
 
SEVGİLİM YOK OLDUĞU ZAMANDA BU DÖNEMDE YOKTU … BAŞLARDAÜZÜLÜRDÜM.. AMA BAKIYORUM ÜZÜLCEK BİŞEYDE YOK HERGÜN SEVGİ GÜNÜ SEVGİLİ GÜNÜ..ÖNCE KENDİ GÜNÜMÜZ (HERGÜN OLDUGU GİBİ).. BUGÜN KENDİMİZE BİRAZ DAHA ÖZENOLABİLİR.. AYNAYA GÜLEREK BAKABİLİRİZ.. ÇİÇEĞE BÖCEĞE SEVGİYLE YAKLAŞABİLİRİZ..SEVGİ HERŞEYİN ÖZÜ.. NE DEMİŞ ATALARIMIZ TATLI DİL YILANI DEĞİLİNDEN ÇIKARIR..SEV BENİ SEVEYİM SENİ ( BU OLMADI … SEVMEZSE BİLE SEVGİ ÖZGÜRDÜR HERKES SEVİLİRJ )

YARADAN SEVGİSİDİR İÇİMİZDEKİ ÖZÜMÜZDEKİ..

 VE TÜM BUNLARDAN SONRA SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUNARKADAŞLAR.. SEVGİ DOLU OLSUN HER GÜNÜMÜZ..
 
SAĞLICAKLA KALIN J
 
ÖPÜYORUM

13 Ocak 2013 Pazar

özür dilerim..

selamlar herkese...

başlıktanda anlaşılacağa üzere bugün iki arkadaşıma dostuma özür borçluyum...

yapmamam gereken şekilde davrandım.. ve bu davranışları yaparken neler düşündüm çok karışık..

ilkinde ziyarete gitmem gerekiyordu gitmedim.. digerinde yapılan daveti önce kabul ettim sonra vazgeçtim.. ve bu iki davranışı yaptıktan sonra içim kötü oldu.. yanlış yaptığımı farkettim..çok degerli dostlarınız varsa anlarsınız..

gerçi düşününce belkide o kadar kötü değildir yaptığım sadece niye böyle davrandım diye düşündüm ve içime bır sıkıntı geldi..

peki ne düşündüm bunları yaparken.. ilkinde yol çok uzun geldi, üşendim, bir bakıma egoma yenik düştüm diğer sesi dinledim..ikincisinde de aynı şekilde evet dedikten sonra amaan ne işim var orda , havada soğuk, çalışmaya da yeni başlamıştım evde oturayım derken vazgeçtim yine diğer sesi dinledim.. yanlış karar verdiğimi anlayıp gitmeye karar verdiğimde ise çok geçti..

iç sesimi(doğru sesi) duyamaz oldum.. noldu bana nereye gitti duyduğum ses anlamadım.. yeniden kendimle bir olmayı niyet ediyorum ki içimdeki gerçek sesimi özümü bulup kararlarımı doğru şekilde verebileyim..

uzun lafın kısası  canlarım kocaman bir özür diliyorum sizden ..

ve kendimden.. içimi huzursuz ettiğim için kendimden özür diliyorum..

sevgilerimle...

sizi çok seviyorum...

4 Ocak 2013 Cuma

MERHABA 2013...:)

Yeni Yıla KOCAMAAAAN MERHABA :) HOŞGELDİN 2013

Evet yazım biraz gecikti..yeni yılın hemen ertesi gün yazmayı planlıyordum ancak eski yılın yorgunluğu nedeniyle bugüne kaldı..

yeni yıla girmeden 21.12.2012 den bahsetmek istiyorum.. herkesde bir kıyamet olgusudur gitti.. mayalara kızanlar, nereden çıktınız diyenler, dalga geçenler... bu olaya şu şekilde bakıyorum.. evet enerjisel bir değişim zamanı.. çevremizde çoğu kişinin ; reiki, yoga, meditasyon, melekler, astroloji vb. konularla ilgilendiğini farketmişsinizdir.. işte nedeni bu enerjisel durum.. herkes bi şekilde çekiliyor.. bazılarımız isteksiz ve merakla bazılarımız ise isteyerek ...

okuduğum kitaplardan anladığım şu ki; herşeyin başı SEVGİ.. yüreğimizi sevgiye açmak.. onunla yaşamak.. öze dönmek ve kalbe odaklanmak.. tüm sırlar orada.. önemli olan onu görebilmekte.. üzerimizdeki ağırlıktan bi şekilde kurtulup saflığa ulaşmakta.. ister dua okuyun, ister yoga yapın ister başka bişey, önemli olan kalp-sevgi... herşeyin özü bu.. çevrenizdeki herkese , herşeye aşkla sevgiyle bakabilmek..

gelelim 2013'e.. bol kahkalarla girdim yeni yıla.. neşe doluydu.. önceleri " offf gitmesem nolur, neden gidiyorum "demiştim.. ancak eve dönünce iyi ki gittim dedim..tombala oynadık; çok eğlenceliydi..

sevdiğim bir arkadaşımla mailleşiyorduk, kendisi yurt dışında, bana "2013'ün tersten okunduğunda EROS a benziyor, bol aşklı bol sevgili yıl olur inşallah" dedi.. bende böyle düşünüyorum.. bu yıl sempatik güzel bir yıl ve herkesin neye ihtiyacı varsa hayırlı bir şekilde ona ulaşsın.. iyikilerle dolu saglıklı bir yıl olsun..


kendi isteğime gelirsem; ara verdiğim astrolojiye yeniden başlamayı istiyorum.. ve tabiki spor.. en kısa sürede başlıyorum bu ikisine..

astroloji konusunda nedense çalışmaya başlayamıyorum..sanki herşeyi biliyorumda gereksizmiş gibi geliyor..bir yandan da ileriye devam etmek ve tamamlamak istiyorum.. umuyorum 2013de şeytanın bacağını kırıp astrolojiyi tamamlarım ...

yazıma son verirken herkesin yenı yılını kutluyorum.. hepinizin dilekleri hayırlı bir şekilde gerçekleşsin.. sağlık olsun, sonra huzur, sonra mutluluk... isteyenlerin hayatına AŞK gelsin.. gönüllerine göre içlerine sinen bir aşk olsun..bu aşkın içinde sevgi saygı ve mutluluk olsun..yetecek kadar da para olsun( yetecekten biraz fazla da olsa olur birikim amaçlı :) )

evet ve hepinize mutlu yıllarrrrrrrr ..