yıl 1991 .. sabahın erken saatleri.. telefon sesi ve tek bir cümle.. kaybettik..o zamanlar evimiz kalabalıktı bizde kalınırdı.. büyük ihtimal yine bizde teyzemler kalıyordu ki bende dışarıda çek yatta yatıyordum..ve haberi orada aldım.. yaptığım tek şeyin başımı sola yatırıp sadece öldü diyebilmekti.. hiç ağlamadım ağlayamadım.. seni o kadar çok severken ağlayamadım.. sadece öldü gitti dedim içimden.. kaç yaşındayım 10-11...ve sonra olanlar ...herkes bizde senden bahsediyorlar..biraz gerginlik olduğunu hatırlıyorum.. miras konusu galiba.. tartışma gibi bir şeyler geliyor aklıma ve kızıyorum.. o öldü biraz saygınız olsun.. neyi paylaşamıyorsunuz.. sonra evine geçiyoruz akşam vakti, adettenmiş yatağın üzerine taş ve bıçak bırakılırmış öyle oluyor.. tüm ışıklar açık.. ruhun gelmesin diye.. çocuk aklım nedense seni orada hissediyor.. geldiğini bizi gördüğünü hissediyorum.. sanki iletişim halindeyiz seninle.. odana bakıyorum seni gördüğüm en son yere.. mavi gözlerine.. ellerini okşuyordum iyi ol diye.. bana bakışın hala gözlerimin önünde.. dedeme (o da rahmetli oldu) "ona iyi bak "demiştim... kızıyordum çoğu zaman sana iyi bakmıyorlar diye..
o hastalığa tutulmadan önce hep seninleydim.. çocukluğum seninle geçmişti.. şanslıydım..sütlü çay,elmalı kurabiye bana hep seni hatırlatır..
hastalığın etkisi bazen alır başını giderdin .. o soğukta üstünde bir şey yok ayağında terlik.. kolunda bilezik vardı.. korkardık sana bişey olacak diye..bazende "beni İzmir"e götürün"derdin.. bizde oyun oynardık.. trencilik oyunu.. gitmiş gibi yapardık..inanırdın mavi gözlü meleğim...hiç ağlayamadım anane öldüğünü öğrendiğimde hem de hiç... işte şimdi seni düşününce her seferinde boğazım düğümlenir gözlerim dolar.. seni çok özledim derim...sanki beni duyuyorsun gibi..
bir keresinde mahalleden bi kız senin için deli demişti.. ne çok kızmıştım.. ne öfkeyle bakmıştım ona .. ve hayır deli değil sadece hasta diyebilmiştim.. sadece hasta..
çok zordu ananem.. çoğu zaman hatırlamıyordun bizi..bense bakıyordum tanı diye.. yara olmuştu yatmaktan.. pansumana gelen doktora acıtmayın diyordum..yavaş yapın. canı acımasın.. acımaz diyordu , yine de diyordum "olsun siz yine yavaş yapın pansumanı"..
sen gittikten sonra o eve her girdiğimde hep sen hissettim.. hep oradaydın.. geliyordun sanki.. kurabiye kalıpların vardı çelikten, onları aldık mı hatırlamıyorum belki de bu kadar tatlı yapma işi sende geçmiştir... benimde var kurabiye kalıplarım..
biliyor musun dikiş makinen bizde, hemde benim odamda.. annem onu koyarken odama seni çok severdi yerini buldu dedi.. bende seni çok severdim mavi gözlü meleğim.. rahat uyu olur mu..
23 yıl geçmiş aradan ve ben bu 23 yılın sonunda böyle bir yazı yazıyorum... sadece senin için....
her kim okursa sonuna kadar bu yazıyı.. bitince Fatiha okursa memnun olurum..
teşekkür ederim..