Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

17 Aralık 2014 Çarşamba

sana yazılan yazıdır...

bir aşk hikayesi.. oyuncular yabancı.. öyle birileri yok.. dedim ya aşk masalı.. güzel bir aşk masalı...


sana yazılan bir yazıdır.. yüreğine dokunmayı istiyorum,
yüreğine ulaşmak..
sadece konuş istiyorum.. anlat yüreğindekileri..
sana güvenerek çıktım bu yola der sevgili..
tamam der bu sefer farklı.. güven ve çık yola..
ve çıkar sevgili yola ..aşkla güvenle.. mutlulukla..
sonra ne olur bilinmez. yeniden çatırdamalar başlar..
yürek acır, acıtılır..
anlamsız şeyler yüzünden çıkar tartışmalar..
sonrasında sessizlik.. iletişimsizlik..
anlamaya çalışır sevgili.. neden nasıl niçin.. der içinden.. sorar kendisine
ve sorar ona.. sana yazılan yazıdır bu.. yüreğine dokunmayı istiyorum...
yüreğine ulaşmak..
sadece çık karşıma anlat her şeyi.. tamamla yarımı.. tamamla hayatı...
tamamla aşkı..
helallik lazımdır ya hayatta ,bazen veriyorum bazen de susuyorum..
yüreğim yarım kaldı.. yüreğim sorularla kaldı..
gel karşıma anlat.. konuş dürüstçe..
tamamla yüreğimi.. tamamla yarımı..
sana yazılan yazıdır bu.. yüreğine dokunmayı istiyorum...
yüreğine ulaşmak..
gönül borcun var yüreğime.. hem de çok sağlam bir gönül borcu..
tanırsın beni.. tanırsın yüreğimi..
yüreğimi duy..
sana yazılan bir yazıdır...

yüreğimle tatil keyfi 2

herkese merhaba; uzun bir aradan sonra yeniden yazmaya başlıyorum.. yıl bitmeden birkaç yazımla yeni yıla girmek istiyorum.. yarım kalan bir yazımı da bu arada tamamlarım diye düşünüyorum..


eveeett haydi başlayalım bakalım... yarım kalan yazım vardı.. yüreğimle tatil keyfi... foçada kalmıştım en son.. dondurmacısından bahsetmiştim.. ne güzeldi foça.. kalbim egede kaldı denir ya benim hem egede hem foçada kaldı.. gitmeyenler mutlaka gitsin kalsın görsün :)
foçadan ayrıldıktan sonraki durağım izmir oldu .. arkadaşımla buluştuk .. eh biraz da deniz keyfi yapalım dedik.. he ne kadar benim deniz keyfim olmasa da uydum ona :) ve düştük urla yollarına.. havada kapalı yağmur yağdı yağacak.. gri bulutlar kaplamış her yanı... bindik dolmuşa gidiyoruz.. bir yandan da dönüş saatini ayarlıyorum.. akşama yine yollardayım eve dönüş yolunda.. bayağ bi yol 8-9 saat.. sonrasında ise işe başlıyorum..
urlaya vardığımızda hava bir açık bir kapalıydı.. güzel bir plaj bulalım dedik.. sorduk soruşturduk.. demiryollarına ait bir yere gittik.. sadece gittik.. yağmur başladı.. hem de ne yağmur şimşekler yıldırımlar. gökyüzünde şenlik vardı. eh haliyle denize giremedik..
yağmur dinerken bizde bari merkeze gidelim gezelim dedik.. yolda tanıştığımız arkadaşla bindik yine dolmuşa geldik urlaya sonra dağıldık.. aklım kaldı urlada gezilecek o kadar yeri varmış ki.. 4 yıl önce gittiğim denizaltı kafeye rastladık orda oturduk bişeyler içtik.. denize sıfır bir mekan.. tavsiye ederim.. sonrasında tam merkezde ünal kardeşlere gittik.. neyi meşhur urlanın dedik ve katmerinden yedik.. yağlı ve ince hamurlu gözleme gibi .. 2 kişi bir porsiyonu ortak yiyebilir.. birde balık yedik sardalye çok güzeldi..


urla gezim sonrasında seneye Seferihisar ve urla için planlar yapmaya başladım.. bakalım neler olucak...


ve gezi biter izmirden ayrılış vakti gelir.. hüzün basar.. bir daha ki gelişe kadar.. hoşça kal..

19 Ekim 2014 Pazar

sonbahar...

Sonbahar .. Mis kokan rüzgar ve yapraklar .. Doğa yeniden canlanmak için dönüşüme Başlıyor .. Nadasa çekiliyor .. En Sevdiğim yürüyüş bu havalarda yapılandır.. Rüzgar serin serin çarpar yüzünüze .. Yapraklar dallarından düşer.. Saçlarınız savrulur yaprak seslerinin arasında.. Ve sanki tüm ruh arınır .. Herşeyi alıp gider .. Yağmur kokusu , serinliği , dinginlik ve huzur .. Kendimi mis kokan ağaçların arasında yürüyor gibi hissettim.. Ve bir dağ evi Şömine .. Çıtır çıtır yanan odunlar.. Sessizlik , sıcak bir içecek.. Sevgiyle kalın 

bekleyiş...

Bir kadın bir erkeği bekler, bir erkekte bir kadını.. Kadın adama sevdiğini söylemek ister ama Karşılık alamamaktan korkar ve susar.. Adam kadına sevdiğini söylemek ister sadece korkar.. Adım atmaktan devamından .. Kadın sevdiğini özlediğini söylemek ister , korkar ama söyler.. Cesurdur .. Adam sessiz kalır .. Kadın bu sessizlikten yorulur ama yine bekler.. Adam umrunda değil gibi hareket eder ama içi yanar kadına olan sevgisinden .. Kadın bekler bir ses , adım ister .. Adam susar konuşmaz.. Kadın merak eder sorar .. Adam yine susar..kadın susar .. Adam susar .. Taki vakti gelene kadar ..Sessiz bir antlaşma yapılmış gibi.. Kadın bekler vakti gelir der .. Adam bekler ...

10 Ekim 2014 Cuma

Herşeyin bir anlamı olmalı

Herşeyin bir anlamı olmalı .. Doğumların Ölümlerin , ayrılışların kavuşmaların , senin orada benim burada oluşumun bir anlamı olmalı ... Sevginin sevgisiLiğin , yanlızlığın Kalabalığın , Aşkın nefretin , konuşmaların suskunluğun , ağlamaların gülmelerin bir anlamı olmalı .. Sana ulaşmak isteyipde ulaşamayaşımın , bir adım ötemdeyken sana dokunmayaşımın , bir anlamı olmalı .. Ya da olmamalı mı ...

2 Ekim 2014 Perşembe

Ayna

Bugün kimliğimdeki fotoma baktım , sonra aynada bir yüz gördüm ..güzel gözlü , güzel gülüşlü bir yüz ;)ne güzel gülüyorsun öyle dedim , öyle içten öyle samimi , sevgi dolu.. Herzaman gülen bu gözler , bugün daha güzel daha içten.. Kendi kendime ne güzelsin fıstığım hep Gül emi diyip sarılasım geldi 😊Allah'a şükür olsun.. Çok tatlıyım, çok Şekerim çok sevimliyim çok iyiyim ve çok güzelim :)) ruhum güzel hamd olsun 🙏 

21 Eylül 2014 Pazar

HAYALLER GERÇEK OLUR..

YIL 2011.. R.Şanal Beyin ve Işık ELÇİ 'ni kitaplarını yoğun olarak okuduğum dönemler.. ruhsal açıdanda biraz yorgun olduğum yıllardı açıkcası.. Şanal Beyin Ankaradaki merkezinden faydalanmak istemiştim.. aradım ancak maddi koşullar nedeniyle bu isteğim gerçekleşmedi..çok istiyordum kendileriyle çalışmayı, Işık ELÇİ ile tanışmayı... kimbilir belkide kendim öğreneceğim için bi şekilde önüm kapandı..

faceden ekledim, takip ettim.. rüya yorumu yaptırdım.. ve eğitim almak istedim.. taa o yıllar.. olmadı.. sonra bir gün faceden bir bayan ekledi beni .. normalde kabul etmem tanımadığım kişileri. ancak nedense ekledim vardır bir hikmeti dedim.. çünkü o kadar çok istemiştim ki tanışmayı görüşmeyi, bir haber bir işarettir diye tamam dedim.. ve ne oldu Işık ELÇİ yi tanıyan biri çıktı :) ancak yine ulaşamadım, kendisinin çok yoğun olduğunu söyledi ve beni başka birine Derya Hanıma yönlendirdi.. rüya yorumu yapıyordu ve yanlış hatırlamıyorsam Işık Elçiden eğitim almıştı.. benim için bir mucize idi.. kendisine ulaştım.. eğitimleri sordum.. ancak istanbulda olduğu için gidemedim.. ya da durduruldum.. nedense durdum.. bekle denildi bekle..her ne kadar eğitime gidemesemde Derya hanımla güzel bir sohbetimiz oldu. bana çok yardımcı oldu.. desteği ve yardımları için teşekkür ediyorum kendisine.. esmalarla ilgili güzel bir kitap önerdi ve vakti geldiğinde aldım.. ve kendisiyle tanışma fırsatı buldum.. sanki yıllardır tanıyormuş gibiydim.. çok tatlı sıcak bir insan.. hayatınıza giren insaları sevgiyle kabul edin.. hepsinden öğreneceklerimiz var.. ve hepsi bize, hayatımıza bişeyler katmak için geliyorlar..Derya hanım hayatımda çok güzel bir yerdesiniz.. iyi ki tanıştım sizinle. ve tanışmamıza vesile olan Zümrüt hanıma da çok teşekkür ediyorum .. tabi önce yüce rabbime yolumda yardım ettiği ve yolumu açtığı için teşekkür ediyorum.. 

ve yıllar geçti.. ya geçen sene ya da bu senin başında ,sonunda Işık ELÇİ Ankara'ya  seminer vermek için geliyordu.. ve kendisinden Esmaül hüsna ruhsal okuma çalışması almak için istekte bulundum.. içim o kadar mutluydu ki.. kıpır kıpır.. sonunda dedim sonunda tanışıyorum.. gözümde hiç bir şey yoktu.. vakti gelince yol açıldıysa herşey kolaylıkla oluyor..o zamanlar yani ulaşamadığım zamanlarda bir istekte bulunmuştum Allahtan " bir gün ama bir gün mutlaka Işık ELÇİ ile tanışacağım ve kendisinden eğitim alacağım" 

ve gün geldi .. tanıştım .. dün gibi aklımda.. "size ulaşmak için çok çalıştım, sarılabilir miyim size" dedim.. o kadar güzel bir mutluluktu ki...Teşekkür ettim Allah'a..

seminer ve esma çalışması bittikten sonra bana bize katıl spiritüel yaşam koçluğu eğitimi al demişti.. o zamanlar pek sıcak bakmamıştım.. çünkü Astroloji eğitimim vardı ve maddi açıdan çok zorlanacaktım..ve önceliğim Asrtoloji idi.. 

ve şimdiye dönersem..vakti geldi ve kendisinden eğitim alıyorum. Spiritüel Yaşam Koçluğu Eğitimi..Hem de izmirde.. Ankarada açılacak olmasına rağmen İzmiri tercih ettim..ne uzaklık ne kalacak yer , herşey kolaylıkla gerçekleşti.. eğitimde 5 ayı geride bıraktım.. çok güzel açılımlar gerçekleştiriyorum .. ve daha güzel açılımlar gerçekleştiriyor olacağım..çevremde benden yardım etmemi isteyen kişilere yardım ediyorum ve güzel geri dönüşler alıyorum.. ve isteğim Allah'ın izni ile başarılı bir Spiritüel yaşam koçu olmak.. buna niyet ettim..İsteğim kendilerine yardım etmemi isteyen kişilere Allah'ın izni ile yol göstermek.. hayatlarına peri tozu serpip yollarına devam etmelerini sağlamak.. hayatlarındaki aydınlığı görmelerine yardımcı olmak ve bunlarını hepsini gerçekleştirmeyi Elif Yolunda...Hak yolunda olarak niyet ediyorum ..

ve önce Allah'a sonra Işık ELÇİ ye çok teşekkür ediyorum..Işık Hocam, sizden öğreneceğim daha çok güzel bilgiler var.. hayatımda varolduğunuz için teşekkür ederim..

ve her ne istiyorsanız , sadece Ondan isteyin ;güzelliklerle , iyiliklerle ..ama gerçekten gönülden isteyin ve güvenin.. çünkü oluyor.. O bizimle.. her an her saniye..O'na Güvenin..

herşey için teşekkür ederim .. 

yüreğimle tatil keyfi :)

Herkese merhaba, dinlendim gezdim ve size anlatacağım güzel anılar biriktirerek yaşadığım şehre geri döndüm..çok güzel huzurlu mis gibi bir kaçamak yaptım.. hem de tek başıma.. kendime verdiğim en güzel doğum günü hediyem :)

Önceleri de giderdim tek başına gezilere ama günü birlikti.. bu sefer 4 gece 5 gün ege turu yaptım.. önce şirince sonra foça yaptım..

Gidenleriniz bilir, gitmeyenlere ise tavsiye ediyorum.. önce şirinceden bahsedeyim size; harika sempatik şipşirin bir yer şirince.. huzurlu ve kafa dinlenilecek bir yer.. ufak bir köy şirince.. eski adı “tepedeki efes” ..aydınoğulları tarafından kurulduğu sanılmaktadır.. bununla ilgili yazıyı aşağıda bulabilirsiniz..asıl kaynağından okuyun J


Şirinceye gittiğinizde şaraplarından deneyebilirsiniz.. tepede pervin teyzenin yerine gidip gözlemelerinden yiyebilirsiniz.. manzarası süper, pervin teyze, çok iyi, sıcak bir teyze.. samimi ve hepsi orada gözünüzün önünde yapılıyor.. ve çok lezzetli..
Jandarmanın karşısında şirincempensiyonmevya tabağı ve diğer yemeklerden yiyebilir ve tam karşısındaki dükkandan ev yapımı dondurmanın tadına bakabilirsiniz.. vişneli dondurma yerken dikkat edin çekirdekleri içinde J ve karadut suyunu mutlaka tadın..
Ve 2010 yılında inşaa edilen kuleye çıkmanızı da tavsiye ediyorum.. kuş bakışı şirinceyi izleyebilirseniz.. oradan biraz daha yürüdüğünüzde nişanyan oteli göreceksiniz .. sanki rüya alemi.. tesadüf eseri gittiğim bu yere büyülendim (tesadüf diye bir şey yoktur) bir adım attım ve sanki başka bir dünyaya geçiş yapmış gibi hissettim.. Alice harikalar diyarında gibi hissettim.. doğa içerisinde , mis gibi havası var..tavuskuşları sizinle yürüyor..tepeye doğru çıkarken sağınızda otele ait öğle yemeği yenilen yer var..fotoğrafları aşağıda görebilirsiniz. Muhteşem ortam , muhteşem manzara.. ve biraz daha ileride bungolov evler ve kahvaltı yapılan yer.. doğa manzaralı müthiş ortam.. mutlaka gidip görün ve imkanınız olursa orada kalın.. Şehre indiğinizde kalabalık size fazla geliyor ve yeniden oraya dönmek istiyorsunuz..



Efese  ve kuşadasına gittim..efese giriş 30 tl.. bana göre çok fazla.. meryem anayada gidecektim ama araçlar çıkmıyormuş , takside 80 TL.!!! eh böyle olunca vazgeçtim haliyle..
Buralara nasıl gidiyorsunuz söyliyim..sabah en erken 8:40 da şirinceden selçuk’a dolmuş var. 2-3 TL, selçuk’a geldiğinizde oradan efese giden dolmuşlara biniyorsunuz… dönüşte yine aynı yolu izliyorsunuz .. akşam20:00 ‘e kadar şirinceye dolmuş var..kuşadasına gitmek içinde Selçuk ‘a gidip oradan aktarma yapıyorsunuz.
Ancak Kuşadasına geldiğimde ruhum daraldı.. sanki yaşadığım şehre geri dönmüş gibi hissettim..ruhum kalabalıktan hoşlanmıyor.. böyle olunca kendimi hemen sahile attım..orada gezdim oturdum ,baktım vakit dar, gidicek başka yer yok bende yeniden şirinceye döndüm..
At bindim.. hayallerimden birini daha gerçekleştirmenin mutluluğu içerisindeydim.. üzüldüğüm tek şey atlara iyi bakmıyorlar… ve günü tamamlayarak akşama geldik…
Ertesi sabah erken saatte yola çıktım.. rotam foça .. şirinceden selçuk , oradan da izmire geçiş yaptım.. tabi ordan da foça minübüslerine bindim.. yazınca bayağ yol yaptığımı farkettim.. ama hiç zorluk , yorgunluk hissetmedim.. o kadar mutluydum ki J en güzelide izmirde uzun zamandır görmediğim , görmeyi istediğim canımla görüştüm.. kısa bir görüşmeydi ancak buna şükür ..
Ve sonra foça yollarındayım… eh biraz uzun geldi tabi.. 2 saat galiba.. dolandı minübüs.. neyse sonuçta foçadayım.. oteli aradım saolsunlar, arabayla aldılar otele getirdiler..
Foçaya ilk defa gittim.. ve kaldığım yer harika bir yer.. yuva gbi.. gün batımını izleyerek yemek yiyorsunuz.. dalga sesiyle uyuyorsunuz.. Foça Erguvan Otel mutlaka ama mutlaka gidip kalın.. herşey organik.. reçelleri marmelatları kendileri yapıyorlar.. .çok iyiler, sempatikler..ve yardımseveler.. şehre yürüme mesafesinde.. ben yürümedim.. dolmuşlar geçiyor..


ve indim merkeze.. bilmediğim bir şehri tek başıma gezerken , yanımda sadece yüreğim vardı.. hal böyle olunca kimseye gerek duymadım.. yüreğim ve ben nereye gitmesk istiyorsak oraya gittik.. foto çektik. gezdik, sohbet ettik.. uzun lafın kısası çok güzel vakit geçirdik.. bayıldım foçaya, önce bir yanına gittim kale tarafına .. yürüdüm yürüdüm.. yol bitti sandım sonra bir baktım ki bambaşka güzellikte kıyı devam ediyor.. hani ""tamam yolun sonuna geldim artık bundan sonrası yok" diye ümitsizliğe kapıldığınız anda hayatınıza açılan güzel bir kapı gibiydi gördüğüm güzellik.. ve balık yemek için otelden aldığım tavsiyeyi nasıl bulur derken bir baktım ki ayaklarım beni oraya getirmiş :) fokai balık restauranttayım.. .çok güzel , minik sempatik bir yer.. kedileri bol.. siz yerken yanınızdan ayrılmıyor.. ama olsun keyifli bir yemek yedim. garsonlar ilgilendi.. tavsiye ederim.. ve gün biter.. otele dönüş.. akşam dalga sesleriyle uyuyuş ve o güzel mis gibi deniz kokusuyla uyanış zamanı..



 yukarıda gördüğünüz ilk resim kaldığım odandan güneşin doğuşu :) alttakide herşeyin organik olduğu kahvaltım.. reçeller güneşte yapılıyor .. hepsi el yapımı.. diyorum foçaya erguvana gelin.. 

ve foçadaki 2. günümde yeni foça ve eski foçanın diğer tarafını gezdim..bence her iki tarafta güzel.. gezip görüp kendinizin fikir edinmesi gerekiyor.. çünkü herkes farklı şekilde görür ve algılar.. yanlız foçada nazmi ustanın dondurmasını mutlaka yiyin çok beğendim.. önü hep kalabalık.. 

sizi bu güzel foto ile başbaşa bırakıyorum.. yazının devama gelecek.. ancak şimdilik bu kadar.. proje ödevime dönmem gerekiyor..
kalın sağlıcakla huzurla sevgiyle...

31 Ağustos 2014 Pazar

ilkler ..dostluklar.. güzellikler..hayat..

herkese yeniden merhaba.. nasılsınız ..hepinizin iyi olduğunu düşünüyor ve öyle de umuyorum.. bazılar yaaa ne demezsin çok iyiyim çok mu diyor.. o zaman onlara şöyle demek istiyorum.. nefes alıyor musunuz? evetse cevap, hala yaşayıp göreceğiniz günler var. günleri hatta dakikları gülerek mi karşılamak istersiniz yoksa somurtarak  mı seçim sizin ! ? hangi modda yaşarsanız hayatı o modda olaylar gelir karşınıza.. tabi bazen gülerek baktığınız zamanlarda nadiren de olsa bir olumsuzluk gelebiliyor o da nazarlık olsun dostlar.. vardır onunda bir hayrı :) GÜLÜMSEYİİİİNNN...

ve bu yazımda sizlerle son iki gündür yaşadığım ilkleri ve güzellikleri paylaşmak istiyorum.. ve başlıııyyooorrr .....

4 yıl önce 29 ağustos günüydü.. 13 yıllık dostumun, arkadaşımın minik kızı melis dünyaya geldi.. ve biz cuma günü cimcimenin doğum gününü kutladık.. ben bu kadar güleç yüzlü, içten, hareketli, neşeli, güleç yüzlü bir çocuk görmedim.. hep gülüyor.. herşeye cevap ama öyle çocuk edasıyla değil, gayet güzel ve akışkan konuşarak.. ve sarılıyor, öpüyor.. çok tatlı bayılıyorum.. o kadar çok maşallah dedim ki.. ben bile inanamaıdm.. bahtın ve şansın açık olsun melisim.. yüzün hep gülsün.. ve Allah karşına hep iyi insanları çıkarsın..Amin ...
 
işte 29 ağustos günü, melisimin doğum gününü kutlamak için; eryamana gittim.. gidişde sıkıntı olmadı.. tam yerinde indim.. ancak dönüş kabusa yakın oldu .. ve güzel bir deneyim yaşadım.. insan merkeze yakın ve heryere yürüyüş mesafesinde oturunca çoğu yer uzak geliyor. işte eryamanda benim için öyle.. 1 saat uzaklıkta.. dönerken saolsun arkadaşım eşi yeni açılan metroya bıraktı.. saat 22:00 .. otobüsle döncektim ancak saat geç olunca böyle karar verdik.. (birde otobüs saatlerini pek bilmediğimizden durakta fazla beklemeyeyim diye böyle yaptık). metro yeni açılmış ve ilk defa bineceğim.. batıkent aktarmalı ordan da kızılaya.. 10 dk bekledikten sonra metra geldi.. durak gayet ferah , komik bir yan şu, anladım ki uzun süredir otobüse bile binmemişim, kartlar değişmiş.. izmirdeki gibi kart sistemine geçilmiş.. Allahtan elimdeki kartın geçerliliği 31 ağustosa kadarmış.. neyse kartı okuttum, durağa geçtim.. in cin top atıyor.. birde uykum geldimi.. zor dayanıyorum.. metro geldi bindim.. ankaray ya da batıkent metrosu gibi değil.. gidip gitmediği anlaşılmıyor.. hatta bir ara duruyormuyuz acaba diye şüphelendim.. :) metronun içi geniş klimalı ve daha rahat.. neyse yarım saat sonra batıkente geldim.. hemen bekleyen kızılay metrosuna geçtim.. ve 1 saat sonra evimdeydim.. 1 saat boyunca yolda olan ben bitik şekilde eve vardım ve hemen uyudum..
eryaman metrosunu denemiş oldum.. ön yargılıydım ancak uzaklık dışında ulaşım kolay..tabi eryamana geldiğinizde ring hattı görmedim. sonrasında ulaşım nasıl olur o kısım hakkında bilgim yok..

ve cumartesi günü..13 yıllık canım arkadaşımı ikizlerin annesini ziyarete gittim.. 1 sene önce görüşmüşüz.. şaka gibi.. bana o kadar uzun gelmedi.. telefonla konuşunca sanki çok sık görüşmüş gibi hissettim kendimi.. ve onlara gitmek içinde yaşamkent metrosuna binerek bir deneyim yaşadım.. hayat bana ön yargılardan uzaklaş yenileri dene diyor :) 

milli kütüphanenin ordan metroya biniyorsunuz, son durak koruda iniyorsunuz..yarım saat 45 dkda orada.. işte asıl mesele sonrasında..otobüs bekliyorsunuz.. ve şoförler tam olarak bilmiyor..yaşamkente gidene 2 hat var sanıyıyorum biri 118 diğeri 123 ben 2. sine bindim.. kare evlerin oraya gidiyor.otobüs saatlere uymuyor.. 14:00 de duraktaydım normalde çeyrek geçe gelmesi lazım ama yarım saat bekledim.. neyse sonuç olarak yin bir 1 saat sonra canım arkadaşımdaydım..

umarım bu aksalıklar düzelir..batıkent metrosunda indiğinizde sizi bekleyen ve ineceğiniz yere götüren otobüsler bellidir.. hepsi belli bir noktada bekler ve saatli kalkar..yeni açılan metrolarda da aynı sistemin yapılması vatandaşlar açısından iyi olacağanızı düşünüyorum.. çünkü otobüs beklerken herkes şikayet ediyordu.

ve 13 yıllık arkadaşımı gördüm.. Allahım hamilelik bu kadar mı yakışır.. maşalah dedim bolca..ikizleri de hissettim. çok tatlılar :) 13 yıllık dostumla ; 2001 yılında ingilizce kursunda tanıştım canım arkadaşımla ve güzel bir dostluk başladı aramızda .. iyi ki diyorum kursa gitmşim.. iyi ki seninle tanışmışım canım arkadaşım ,dostum..

ve gelelim 17 yıllık dostumla tanışmamıza.. üniye yeni başlamıştım.. haliyle kimseyi tanıyorum.. amfideyiz. arka sırada oturan ve ankaradan geldiğini söyleyen bir ses duydum.. ve içimden bir ses "hadi konuş, bak sitediğin arkadaş, fırsatı değerlendir hadi konuş " ve o anda başladım konuşmaya.. ve işte hala konuşuyoruz.. 

hayatı seviyorum.. yaşamak nefes almak ve fırsatları değerlendirmek güzel.. tabi bazen değerlendiremiyoruz gelen fırsatları.. kısmet belkide vakti gelmemiştir.. :)

hayatınızda güzel vesilelelerle tanışacağınız ve ömrü uzun dostlukların kurulacağı günler dilerim.. 

sevgiyle kalın..

26 Ağustos 2014 Salı

ORTAYA KARIŞIK..Lidıl lidıl on the midıl :))

Herkese yeniden merhaba .. aklım biraz karışık hangi konuda yazacağımı bilemiyorum. ortaya karışık birşeyle çıkacak artık :)

okuyun sağlıcakla..

aşk, sevgi konusunda biraz yazmak istiyorum.. bu konuda anlamadığım çok şey var. iki insan birbiriniz seviyorsa çok güzel. iki insan birbirini sevmiyorsa bu da güzel. biri seviyor diğeri sevmiyorsa durum vahim .. yürek acısı.. peki iki kişide birbirini seviyor ama birbirlerinden uzak duruyorlarsa , biri yakınlaşmaya çalışıyor ama karşı taraf uzak tutuyorsa.. ve derin sessizliğe bürünüyorsa.. ya bu nedir? aklım almıyor. ikilemler aklımda uçup duruyor.. madem seviyorsun niye uzak tutuyorsun, tamam uzak tutuyorsun bari konuş nedenini söyle.. söylemiyorsun peki neden sevdin..aşık olmak bi dert olmamak bi dert :)  bu kadar zor olan nedir.. konuşmaktan iletşimden neden uzak durulur.. 
basit yaşamak lazım hayatı..seviyorsan söyle, özlüyorsan git gör, istemiyorsan istemiyor de. aramak istiyorsa ara. hayat kısa be dostum ölcez..

nazım hikmetten basit yaşayacksın şiirinden kısa bir alıntı..
  
 "Tek düğmesi olacak elindeki cihazin; 
tek bir düğme, tek bir cümle gibi... 
Sevince lafı dolandırmadan soylediğin
'seni seviyorum' gibi. 
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit, sıcak bir öpücük;
ve o opücükle dolacak tüm günlerin,
tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını. "
ve proje ödevim... beyin patlaması yaşıyorum.. 17 ekim teslim tarihinin son günü.. ve henüz 2. bölümü yarılamadım bile.. nasıl bitireceğim merak ediyorum.. sağsalim bitirip teslim edeyim başarılı olayım sonrası Allah kerim.. bakalım neler olucak..
aaa birde bu sene doğum günümde farklı bişeyler yapmak istiyorum.. bakalım neler olucak.. :)

17 Ağustos 2014 Pazar

5 DK LIK YOLCULUK :)

Spor merkezinden selamlar .. Yine uzun bir ara vermişim .. Günler ne kadar hızlı geçiyor ..
Bugün başka planlarım var dı ancak hayat işte sen ne yaparsanız yapın sizin için farklı şeyler hazırlıyor .. Gerçi aklımdakini yine uygulardım da neyse kısmet :) olduğu kadar olmadığı kader demiş Şems !!!
Ne yaptım bu kadar süre .. Önemli bir gelişme yok eğtim seminer tatlılar börekler ve spor :) yiyorum spor yapıyorum ... Allah'tan spor yapıyorum yoksa vay halime...eh birazdan yine başlıyor spor...
Şuna dikkat ettim sinirliyken daha çok yiyorum .. Hani olur ya konuşamazsınız içinizde kalır , patlar içiniz işte o anlarda acayip bir yeme isteği oluyor :( 
Keşke spor yapma imkanım olsa o anda bıraksam işi gücü, koşu bandında koşsam ya da yürüsem ... Ohhhh süper olur !! Deri kemik kalırım artık :)
Hafta sonu için Plan'ım vardı şehirdışı ancak olmadı .. Neden nedeni bilinmiyor. Galiba arkadaşım haber vermek için çok yoğundu ya da başka bir durum oluştu .. Sonuç olarak oto biletim yandı ve otel parasıda gitti .. Giden para olsun ama hayatımın en değişik oto seyahatini yaptım sadece 5 dk:) evet doğru okuyorsunuz 5 dk:) 
Arkdaşımdan haber bekledim çünkü hafta sonu için tamam diyip haberleşiriz demiştik.. Baktım haber çıkmıyor yer ve otobüs biletimi ayarladım.. Kendisine de haber verdim.. Netleştirelim diye .. Hala ses yok arıyorum cevap yok . Eh insan hem merak ediyor hem de ne oldu diyor.. Ve inanın yüreği çok acıyor .. Bir taraftan tamam arar haber verir işleri yoğundur bişey olmuştur diye düşünür sakinleşmeye çalışırken diğer taraf noluyor neden ses vermiyor diye panik ve üzüntü halinde.. Ve son gün tüm planları değiştirip başka bir yere gitmek için plan yapıp ayarladım .. Tabi bu arada bavul henüz hazır değil ( acaba gitmeyeceğimi hissettim mi ) ( çünkü onun bir sözü bende görüşememe ihtimalini uyandırmıştı...) eve geldim hazırlandım yola çıktım.. Otoya doğru ilerlerken ben neden gidiyorum dedim ...içim daraldı sıkıştı bunaldı... Her yerim ateş gibi oldu ... Otobüsün önündeyim bavulu henüz vermedim.. Kaldı 2 dk:) bagaja verdim yerime geçtim ve içimden ağlamak geldi .. Çok sıkıldım patlamak üzereyim ve muavine " önemli bir haber aldım inmem gerekiyor " dedim ve indim :) çocuklar gibi şen kahkahalarla ... Topu topu 5dk:) bir yolculuk ..hayatımın en kısa yolculuğu :)

sonra ne yaptığımı merak edenlere , sanki gerçekten yolculuk yapıp gelmiş gibi hissettim.. ve ailecek bir pastaneye gittik sohbet muhabbet ettik.. güzeldi yani.. ertesi gün önceden planladığım işleri yaptım.. biri hariç :)
hani demiştim ya "sanki gitmeyecekmiş gibi hissetmiştim" diye işte o zaman aklıma yapacağım başka şeyler gelmişti.. hafta sonu şunu yaparım , şuraya giderim  şeklinde düşünmüştüm.. ve en önemlisi şöyle bir cümle geçmişti "bu hafta sonu bu işi nasıl yaparım " işte sihirli cümle bu!!! ne zaman "NASIL"lı kullanıp cümle kursam planlar iptal oluyor.. bende artık neyi yapmak istiyorsam onun için NASIL lı cümle kullanmaya karar verdim..örneğin," iptal edilen buluşmayı yeniden nasıl ayarlayacağız, nasıl buluşacağız" ?? bakalım neler olucak..

işte böyle sevgili dostlar.. sizde düşünün bakalım sizin istediğiniz şeyler bi şekilde iptal oluyor mu peki neden ??? belki istemeden farkında olmadan siz neden oluyorsunuzdur..

sevgiyle kalın..
GÜLÜMSEYİN YARIN NE OLACAK BİLİNMEZ.. ÖLCEZ DİMİ.. YAŞAYIN SEVGİYLE.. BAKIN SEVGİYLE.. VE AFFEDİN ...

13 Temmuz 2014 Pazar

mavi gözlü meleğime...

bu yazım sana mavi gözlü meleğim..

yıl 1991 .. sabahın erken saatleri.. telefon sesi ve tek bir cümle.. kaybettik..o zamanlar evimiz kalabalıktı bizde kalınırdı.. büyük ihtimal yine bizde teyzemler kalıyordu ki bende dışarıda çek yatta yatıyordum..ve haberi orada aldım.. yaptığım tek şeyin başımı sola yatırıp sadece öldü diyebilmekti.. hiç ağlamadım ağlayamadım.. seni o kadar çok severken ağlayamadım.. sadece öldü gitti dedim içimden.. kaç yaşındayım 10-11...ve sonra olanlar ...herkes bizde senden bahsediyorlar..biraz gerginlik olduğunu hatırlıyorum.. miras konusu galiba.. tartışma gibi bir şeyler geliyor aklıma ve kızıyorum.. o öldü biraz saygınız olsun.. neyi paylaşamıyorsunuz.. sonra evine geçiyoruz akşam vakti, adettenmiş yatağın üzerine taş ve bıçak bırakılırmış öyle oluyor.. tüm ışıklar açık.. ruhun gelmesin diye.. çocuk aklım nedense seni orada hissediyor.. geldiğini bizi gördüğünü hissediyorum.. sanki iletişim halindeyiz seninle.. odana bakıyorum seni gördüğüm en son yere.. mavi gözlerine.. ellerini okşuyordum iyi ol diye.. bana bakışın hala gözlerimin önünde.. dedeme (o da rahmetli oldu) "ona iyi bak "demiştim... kızıyordum çoğu zaman sana iyi bakmıyorlar diye..

o hastalığa tutulmadan önce hep seninleydim.. çocukluğum seninle geçmişti.. şanslıydım..sütlü çay,elmalı kurabiye bana hep seni hatırlatır..

hastalığın etkisi bazen alır başını giderdin .. o soğukta üstünde bir şey yok ayağında terlik.. kolunda bilezik vardı.. korkardık sana bişey olacak diye..bazende "beni İzmir"e götürün"derdin.. bizde oyun oynardık.. trencilik oyunu.. gitmiş gibi yapardık..inanırdın mavi gözlü meleğim...hiç ağlayamadım anane öldüğünü öğrendiğimde hem de hiç... işte şimdi seni düşününce her seferinde boğazım düğümlenir gözlerim dolar.. seni çok özledim derim...sanki beni duyuyorsun gibi..

bir keresinde mahalleden bi kız senin için deli demişti.. ne çok kızmıştım.. ne öfkeyle bakmıştım ona .. ve hayır deli değil sadece hasta diyebilmiştim.. sadece hasta..

çok zordu ananem.. çoğu zaman hatırlamıyordun bizi..bense bakıyordum tanı diye.. yara olmuştu yatmaktan.. pansumana gelen doktora acıtmayın diyordum..yavaş yapın. canı acımasın.. acımaz diyordu , yine de diyordum "olsun siz yine yavaş yapın pansumanı"..

sen gittikten sonra o eve her girdiğimde hep sen hissettim.. hep oradaydın.. geliyordun sanki.. kurabiye kalıpların vardı çelikten, onları aldık mı hatırlamıyorum belki de bu kadar tatlı yapma işi sende geçmiştir... benimde var kurabiye kalıplarım..

biliyor musun dikiş makinen bizde, hemde benim odamda.. annem onu koyarken odama seni çok severdi yerini buldu dedi.. bende seni çok severdim mavi gözlü meleğim.. rahat uyu olur mu..

23 yıl geçmiş aradan ve ben bu 23 yılın sonunda böyle bir yazı yazıyorum... sadece senin için....


her kim okursa sonuna kadar bu yazıyı.. bitince Fatiha okursa memnun olurum..
teşekkür ederim..

5 Temmuz 2014 Cumartesi

RUHUM...

saat olmuş gecenin 1 i.. ve ben hala ayaktayım...normalde uykum gelir dayanamaz uyurdum şimdi ise tık yok uyku konusunda..bakalım ne kadar daha sürecek..

giriş böyle bir garip oldu.. bakalım neler yazacağım ilerleyen satırlarda.. aradan geçmiş neredeyse 1,5 ay.. ve düşündüm ki artık yazmalıyım bir kaç söz..

ve kaldığım yerden devam ediyorum.. çok şey oldu 1.5 ayda.. çok yoğun yaşadım her zamanki gibi.. işin garip tarafı bu yoğunluğu seviyorum..

benim için en önemli gelişme astroloji sınavımı geçtim.. o kadar çalıştım kendimi kastım ve sonra bitti geçtim.. ya şimdi ne olacak napıcaksın diye sorarsanız.. bilmiyorum :) benim için önemli olan o sınavı geçmekti. çünkü Hakan KIRKOĞLU benim idolüm.. ve onun sınavından geçmek benim için büyük bir ödül..işte bu nedenle sonrası yok... kısmet.. ancak farkettiğim bir durum astrolojinin beni çok yorduğu..belki de bu nedenle bilmiyorum diyorum.. çünkü sınavdan sonra tüm kitapları kaldırdım.. ve kutulara koyarken "sizden kısa bir süre ayrılıyorum şimdilik hoş çakalın "diyip biraz uzaklaşma ihtiyacı hissettim..

sonrasında olan gelişme, çalıştığım yer ile ilgili bir değişiklikti.. İstanbul'a gideceğimiz söylendi ve herkes bi anda şoka girdi.. üzerimden tır geçmiş gibiydi.. her yerden bir söz , bir laf.. şimdiki durum ise hala net olmamakla birlikte eskiye oranla daha belirgin.. bakalım ilerleyen günlerde neler olucak..

ve gelelim AŞK konusuna.. aşkın 2 hali biri beşeri biri ilahi.. asıl olan ilahi olan olsa da bizler nedense beşeri kısam daha çok önem verip oradan acı duyduğumuzda hemen ilahi olana geçip yardım istiyoruz.. halbuki ilahi aşkta hep mutluluk ve huzur var.. biz galiba biraz mazoşistiz :)) acı çekmek hoşumuza gidiyor..

aşka geri dönecek olursam eğer; üniversite yıllarıma döndüm..hala herşey dün gibi aklımda; sosyoloji dersine girmiştim.. boş bir yer buldum ama sıranın üzerine atkı bırakılmış, "buranın sahibi var" demek için.. bende nedense atkıya kızdım ve böyle yer mi tutulurmuş diyip atkıyı kenara koyup oraya oturdum.. sonra sahibi geldi.. güleç yüzlü kumral sempatik, samimi ve konuşkan biri.. gözlerinin içi parlıyor.. kısa bir bakışla nasıl bunları gördüm bilmiyorum.. bayağ bir süzmüşüm farkında olmadan :)) sonra kendisi yanıma oturdu.. konuşmaya başladı.. tabi ben o kadar konuşkan değilim, dinliyorum ve onu inceliyorum..sonuç olarak biz onunla bu derste tanıştık.. ruhunuzu birileri alır ve siz farkına varmazsınız.. işte bu aşk böyle bir şeydi..

 ruhumu aldı ve hala onda...zihnimizle çalışan bizler bazen duygularımızın gerçekliğini anlayamayız.. çünkü kalbi hep 2.plana atmışızdır.. o doğruyu söyler ama zihin hayır der.. ve ruh 2 taraf arasında kalır.. aslında seçimini yapmıştır.. ancak farkında değilizdir.. ve ruhun istediği yerde değilsek vay halimize.. ruh başka yerde beden başka yerde yaşar yıllarca.. ve bir yanım hep eksik dersiniz.. işte o yan yıllar önce ruhunuzu alan kişidir..işte bende ruhumu orada bıraktım gittim.. hiç farkında değilmişim.. hayat akıp gitmiş..sonra bir bakmışım koskoca 13 yıl.. ruhum beni bekliyor da bekleyen sadece ben miyim.. içinde öyle bir özlem var ki... geri dönesi var 13 yıl öncesine.. ruhunu alan kişiyle beraber yoluna gitmeye niyetli.. peki ruhunu verdiği kişi... derin bir nefes alınır, gözler kapanır ve onun ruhuyla konuşmaya çalışılır... yüzü güler beşeri varlığın onu her düşündüğünde... o sempatik yüzü gelir gözünün önüne, gülüşü ve samimiyeti..hissedilir tüm varlığı ile yanında oluşu.. gözler hiç açılmasın istenir.. ruhum ruhunla mutlu.. bırakalım hep böyle kalsınlar..benden uzaklaştığını hissedersem ruhum acır , ki bildiğim şu ki, ne kadar uzak olunursa olunsun, ruhum mutlu çünkü biliyorum onlar birbirine bağlı , farklı bir bağ var aralarında.. ne kadar acısada o ruh  birbirine sevgiyle bağlı... kimbilir belkide sadece benim içimdan öyledir.. ne demişler insan kendi gibi bilir gördüğünü..:)

uzun lafın kısası.. dürüst olmak gerekirse ruhum çoğu zaman özlüyor varlığını.. bir üşüme geliyor yüreğime.. sonra hayır diyorum..ve bir anda sıcaklığın kaplıyor ruhumu....

ruhun özlemi de aşkı da sevgisi de ayrıdır.. o ruhunu nerede olsa bulur.. ve yanında olur..

ruhunuzun ömür boyu sevdiği ruhla birlikte olması dileğiyle..

19 Mayıs 2014 Pazartesi

yıllar geçmiş..

bugün düşündüm... kaç yıl geçmiş.. koskoca 13 yıl.. dolu dolu on üç yıl..geriye dönüp baktığımda ne çok şey yaşamışım.. ne heyecanlar ne üzüntüler, sevinçler, hüzünler..kızgınlıklar, affedişler..

önce diyorsunuz ki; ohooo neler neler gelecek başıma..bakalım iş bulabilecek miyim.. evlenecek miyim ...bu iki seçenekten biri 4,5 yıl sonra geliyor hayatıma ve halen devam ediyor.. diğerinde ise hala tık yok.. yani olur gibi oluyor sonra balon gibi sönüyor..

sonra geri dönüyorum ve 13 yıl diyorum.. eğer kendi başıma düşünseydim.. yani şimdiki aklım olsaydı.. kim bilir şimdi bambaşka bir hayatım olurdu..farklı bir şehirde yaşıyor olurdum.. acaba diyorum kısmetleri biz mi yaratıyoruz.. olmaması gerektiği için mi olmuyor yoksa olacak olana biz bi şekilde engel mi koyuyoruz. ya da kısmet olan 13 yıl sonrada gelir 15 yıl sonrada sonuçta gelir ve seni bulur mu ?? cevabı bilsem de bu şekilde sorgulayıcı ve ikilimler yaratan düşünceler hoşuma gidiyor beynim çalışıyor :) kısmetinse nolursa olsun seni gelip bulur , yanlış yollara girilmişse de seni gelir bulur ve seninle tamamlanır.. işte bu :)

hani 13 için uğursuz derler ya; uğursuz olan sayılar değil bizlerin onlara yüklediğimiz anlamlardır..anlamları güzelleştirirsek uğursuz diye bir şey kalmaz..

hayatınızın her yerine çiçekler koyun , hayatınızı anlamlaştıran kişilerle beraber olun..
sevgilerimle...

yazmak lazım..

merhaba dostlar; kısa bir ara vermiştim.. bugün fark ettim ki ; yazı için içimde birikim olmuş.. ve yazmanın vakti gelmiş..

o kadar çok düşünce var ki aklımda; hangi birinden başlasam bilemiyorum..  belki de parça parça yazarım.. ayrı bir kaç yazı olur..

13 mayıs 2014 ... bir facia ve 302 madenci artık hayatta yok...yazmak bu kadar kolay.. belki söylemek de.. peki yaşamak , hissetmek.. ne acı.. yürekler acısı bir facia..peki ne oldu o madende.. o kadar çok şey yazılıp konuşuldu ki.. akıllar karışık.. ama net bir şey var ki YAŞAM ODASI YOK... insan hayatı bu kadar ucuz..
YAŞAM ODASI YOK... insan hayatı bu kadar değersiz..

peki şimdi ne olacak.. sorumlular bulunup yargılanacak mı, soma üretime devam edecek mi..hiç bir şey olamamış gibi insanlar ekmek parası için yine güvenlik olmadan o madene girecek mi ??

evet seslerini duyar gibiyim.. keşke kocaman bir hayır diyebilsek.. deseler.. maden çağdaş bir hale gelene kadar kapatılsa; tüm güvenlik işlemleri yapılsa insana değer verildiği gösterilip ancak bu şekilde açılsa..pardon Türkiye'den bahsettiğimi unutmuşum.. bunları yazmaya bile gerek yok nasılsa aynen bu şekilde olacak :)

yani kısaca 302 madenci hayatını kaybetti.. 3 gün yas ilan edildi.. 1 hafta geçti ve hayat devam ediyor..değişen bir şey var mı ? hayır..


27 Nisan 2014 Pazar

MIŞ GİBİ YAŞAMAK..

MIŞ GİDİ YAŞAMAK..
yaşıyormuş gibi yapmak.. maskelerimizle yaşamak.. rol yapmak.. hepsi aynı yere çıkıyor.. mış gibi yaşamak!!!

hayattan zevk alamadan, sırf çevremiz mutlu olsun ya da kültürel yapımıza uygun olsun diye yaşamak.. içinde farklı bir kişilik varken tamamıyle farklı davranmak..

sevmediğin halde seviyor gibi yapmak, istemediğin halde istiyor gibi yapmak..ve en acısı da; bütün bir ömrünü sevmediğin istemediğin insanların arasında yaşamak.. beğeniyormuş gibi yaparak, seviyormuş gibi yaparak yaşamak..

bünyeye zarar bir durum..düşünsenize üzerine büyük gelen bir elbiseyle ömrünüzü geçirmek gibi.. ve sırf o elbiseyi giyeneceğim diye kilo olamak gibi.. istemediğiniz enerjilere maruz kalmak gibi.. can sıkıcı bir durum..

peki kaçımız hayatında MIŞ GİBİ YAŞIYORUZ.. kaçımızın YÜZÜNDE MASKELER VAR.. ve kaçımız OLMAK İSTEMEDİĞİ YERDE VE İNSANLARLAYIZ ???

peki bir soru daha; eğer size bir fırsat verilse nasıl yaşamak isterdiniz??? "sana yeni bir hayat sunuyorum istediğin gibi yaşayabilirsin" deseler .. ne yapardınız.. bir düşünün lütfen..ve herşeyi bir kenara bırakın ; hadi siz kendinize haksızlık ediyorsunuz mış gibi yaşayarak, rol yaparak.. ya karşınızdaki ona haksızlık değil mi?? neden onu da kandırıyorsunuz??

neden GERÇEKTEN YAŞAMAYI SEÇMİYORSUNUZ??? sizi engelleyen davranış kalıplarından lütfen uzaklaşın.. şu dakika bir kez daha gelmiyor.. ve UNUTMAYIN BU HAYAT SADECE BİZİM!!! BİZ YAŞIYORUZ, KENDİ İRADEMİZLE...SEÇİM SİZİN KEŞKELERLE YAŞAMAK MI YOKSA İYİKİLERLE DOLU BİR HAYATI YAŞAMAK ONU SEÇMEK Mİ ??

VE ŞUNU DA EKLEMEK İSTİYORUM.. DÜŞÜNCELERİMİZLE YARATIYORUZ VE YAŞIYORUZ.. O YÜZDEN DİKKAT EDİN !!

Sevgilerimle...

yeni bir meditasyon

Veee Süpriizz.. uzun bir süre yazmam demiştim.. ancak işte geldim!! çalışmaya başlamadan önce stres atmak amaçlı 1 ya da 2 yazı yazmaya niyetliyim.. bakalım başarılı olabilecek miyim?

bu hafta sonu tanıdık olduğum ancak çalışma stili farklı olan ancak özünde aynı olan bir meditasyon şekliyle tanıştım..adı SAHAJ MARG "Doğal Yol"  Hindistana özgü meditasyon tekniklerinden biri.. sistem kısaca şöyle işliyor..3 aşamada senin enerji kanalların bir şekilde açılıyor.. sabah 1 akşam 1 seans 45 er dakikalık.. ve ertesi gün sabah yine aynı şekilde 45 dk.. bir meditasyon.. burada yaptığınız, rahat bi şekilde oturup gözlerinizi kapıyorsunuz ve sadece kalbinizi hissetmeye çalışıyorsunuz.. onunla bir olmaya çalışıyorsunuz..bu kadar...

şimdi bunların hepsini yaptıktan sonra; belli aralıkla bir araya gelip worksohplara ve grup meditasyonlarına katılmamız istendi.. işte benim için film burada koptu diyebilirim.. neden mi ?? heme söyleyeyim birilerine bağlı olarak bişeyler yapmak hele de böyle bir şey bana ters geliyor..

yani öz aynı öz.. ulaşılmak istenen aynı yer ise neden tek olmuyor... neden illa ki grupça yapılmalı ?? işte bu nedenlerle büyük ihtimal tek başına çalışmaya devam edeceğim.. bundan önce devam ettiğim zenergy çalışmamda da aynı şey olmuştu.. ters gelmişti..ve tabi başka bazı durumlarda etken oldu ve kendi başıma devam etttim.. hala çalışıyorum.. önemli olan kalple birlik bütünlük.. O'na ulaşmak..

öyleyse neden birilerine bağlı kalalım.. O zaten içimizde .. nefesimizde.. her an her saniye bizimle :)

sevgilerimle..

24 Nisan 2014 Perşembe

FENA TUTULDUK...

malum 15inde ay tutuldu.. bir sürü uyarılar yapıldı.. sırada 29 nisan var halkalı güneş tutulması.. yine uyarılar yapılıyor.. en güzel uyarı ve yorum bence Naz BAYATLI'nın yazdığı yazı... Facebooktan takip edebilirsiniz.. sayfanın adı "Astrolojik Farkındalık ve Ruhsal Bilinç Platformu"

dün İzmit'e giderken yazıyı okudum.. ve çok etkilendim.. aynı gün bir arkadaşım aradı ve yaşadığı olayları anlattı.. neredeyse tarihler tutuyor.. birebir yaşamış.. şimdi tek dileği, yaşadığı gerginliğin bir an önce düzelmesi.. Sağ salim mayıs ayına geçip yaptığı planı uygulamak.. umarım gerçekleşir.. çünkü çok yorulmuş kalbi anlattığına göre.. gereksiz kırgınlık yaşamış.. gereksiz üzülmüş.. sonrada düzelsin diye çaba sarfetmiş ama kendi dediğine göre yüreği hala sıkışık..

bir çığlık atsam anca düzelirim diyor..  yani diyeceğim o ki; bu süre içerisinde lütfen gereksiz tartışmalara girmeyin.. sevdiklerinizin kalbini kırmayın.. hayat zaten kısa.. düşünsenize siz o kalbi kırdıktan sonra ya düzeltmek için hiç fırsatınız olmazsa !! ya onu bir daha göremeyecek olursanız!!!

düşünün bunları...

arınma tutulmaları diyorlar bunlar için.. bırakın diyorlar gitmesi gerekenler gitsin.. kalması gerekenler zaten kalır... böylede zor bir zaman aslında.. öyle bağlıyızdır ki sahip olduklarımıza, bırak derler ama biz hayır deriz.. çünkü onsuz boşlukta hissederiz kendimizi.. işte böyle zamanlarda hayat onu bizden zorla çekip alır.. çünkü gitmesi gerekiyordur.. yeniye yer açmak için onun artık gitmesi gerekiyordur.. ve hayat bize işte böyle anlatır..

siz siz olun kalbinizden başka hiçbir şeye fazla bağlanmayın...

ve bir şeyin olması için ne kendinizi zorlayın ne hayatı.. sadece hayırlısını isteyin.. iyikilerle olsun her ne olacaksa !!!

sevgilerimle..

not:artık bir süre yazı yazmam çünkü çok işim var.. kimbilir belli de olmaz sürpriz yaparım :)))

19 NİSAN RUHLARIN KAVUŞUMU..

eveeet ne kadar ara vermiştim.. 1 hafta mı yoksa 2 mi.. ya da daha mı fazla .. neyse sonuç olarak bir önceki yazımın devamı niteliğindedir bu yazım :)

önceki yazımda niyetlerden, planlardan ve iptallerden bahsetmiştim.. istediğim yerlere neden gidemediğimi vb. anlatmıştım..

ve ilk yaptığım plandan bahsetmiştim.. ve evet sene başında yaptığım ve takvime işlediğim ilk planıma uydum ve seminere gittim :) tabi gitmeden önceki 2 gün feci derecede başım ağrıdı.. migrenim tuttu.. içimden acaba gitmemek için bir işaret mi diye düşündüm.. sonra hayır buraya gidiyorsun bir şey olamayacak dedim ve gittim.. kim bilir belki öncekilerde öyleydi ve farkına varamadım.. ya da bu seminer için gitmemem gerekiyordu kim bilir..

19 nisan da İstanbul da "Ruhun Arkeolojisi" seminerindeydim.. çok güzeldi .. Hakan KIRKOĞLU astroloji konusunda idolümdür.. Kendisi Türkiye'de sayılı Astrologlar arasındadır.. Rezzan KİRAZ, Filiz ÖZKOL, Hakan KIRKOĞLU ve Barış İLHAN..

yıllar önce kendisinden ders almayı istemiştim.. yıllar geçti ve şimdi hem seminerlerine katılıyorum hem de kendisinden ders alıyorum.. geçen sene gittiğim ilk semineri hatırlıyorum.. hayran olduğum , yazdıklarını hayranlıkla okuduğum insan karşımda ve seninle bilgilerini paylaşıyor... harikulade bir durumdu.. rüyada gibiydim..

ve şimdiki duruma bakalım.. hayat size istediklerinizi er ya da geç sunuyor.. hedeflerinizi güzel belirleyin.. iyikilerle olsun..

ve dönelim seminere.. ne anlatıldı ne öğrendik.. doğum haritalarımızın 1 tane değil, 3 tane olduğunu öğrendik.. Birine bakmak çetrefilliydi.. şimdi ise 3 e çıktı bu durum :)) ruh, elbise ve madde dünyada büründüğümüz bedenimiz.. işte hepsi bir bütün.. RUHUN ARKEOLOJİSİ..

kendimi gördüm haritamda ruhumun neden bu kadar hareketli ama bu dünyada neden firene basmam gerektiğini gördüm.. ya da firene bastığımı gördüm.. içimin canlı, dışımın bazen bir toprak gibi ağır olma nedenini gördüm..ve haritanın nasıl işlediğine bir kez daha şait oldum...

işte böyle dostlar.. haritaya bağlı kalarak yaşamak olmaz.. gelecekte ne olacak demek hiç olmaz.. yapılan sadece öngörümdür.. irade sahibi sizsiniz!! ve hayatımızı yönlendiren bizden güçlü durumlar var.. o yüzden her zaman O na sığınıp bize bir şekilde yol göstermesini istemeliyiz.. kimbilir o sırada haritaya baktığımıza bir çıkış yolu bulunur.. belki de o çıkış yolu yüreğinize birden gelir..

sevgiyle kalın...

ve unutmayın.. ASTROLOJİ FAL DEĞİL... ÖNGÖRÜM SİSTEMİ.. :)

12 Nisan 2014 Cumartesi

NİYETLER, İPTALLER, DÜŞÜNCELER..

Alaçatı , İzmir ; yolculuklar ,iptaller.. konu başlığı olarak yapmayı düşünüyorum bakalım olucak mı ?? :)

neden seçtim böyle bir başlığı çünkü o kadar çok gitmek istediğim bir yerde ki ; alaçatı hem de ot festivali zamanı ama gidemedim..

Aslına bakarsanız 2 haftadır bir yerlere gidecektim olmadı bir türlü..her iki hafta sonuda başka bir yerde açacakken gözlerimi.. kendi odamda açtım.. günaydın dedim yeni güne.. ne hissettim.. gitmişimde gelmişim.. yol yapmışım gibiydi.. belki şok etkisiydi bu yaşadığım..

düşünsenize yalar öncesinden kalacağınız yeri ayarlıyorsunuz ,gidiyorum ,diyorsunuz.. herkesle mutluluğunu paylaşıyorsunuz ama noluyor birinde ailevi nedenlerden vicdan yapıyorsunuz gidemiyorsunuz, diğerinde boynunun tutuluypr i geçer gibi olsada haftaya gideceğiniz semineri düşünüp gitmekten vazgeçiyorsunuz.. ve içinizde büyük bir hüzün..ve sonra düşünüyorsunuz "PEKİ NOLDU DA GİDEMEDİM. O KADAR ÇOK İSTERKEN HERŞEY ÇOK GÜZEL VE OLUMLUYKEN NOLDU DA HERŞEY iptal OLDU"..
VE BAŞLIYORSUNUZ DÜŞÜNMEYE...

ve bazı şeyler gözünüzün önüne , kalbinizin içine işliyor..ve soruyorum kendime "noldu böyle??" ve başlıyorum anlatmaya...

şubat hatta ocak ayında bu ay gideceğim yerlerden ilkinin planın yapmıştım. bu satırları yazarken halen plan yürürlükte:) diğer planım ise şubat ayında ortaya çıktı.. Alaçatı Ot festivali.. geçen senede gitmeyi çok istemiştim ve bu sene için evet gidiyorum dedim.. kimse gelmese de gidecektim.. yerimi ayarladım biletler tamam.. ohh mis.. içimde  bir kıpırtı evet istediğim şeyi yapıyorum.. ve şimdi düşünüyorum da bunları düşünürken bile aklımın derinliklerinde, kalbimin taaa içlerinde "peki nasıl tek gideceksin, orada napıcaksın, haftayada seminer var yorulmayacakmısın soruları."" bunların hepsini aklımdan savuşturup olsun bişey olmaz gidiyorum.. çok istiyorum gitmeyi dedim. kendime ve motive ettim.. sonra aynı ay içerisinde ot festivelinden önceki hafta sonu için bir gezi planı ortaya çıktı aniden..ve ilk aklıma gelen.. "3 hafta sonu evde olmayacağım.. peki nasıl dayanacağım bu yola..nasıl toparlayacağım dersleri." ve sonra yine "amaaan bişey olmaz hallederim "diyip enerjimi yükseltmeye çalıştım.. hatta yükselttim..

ve ilk hafta gideceğim yerden önce iki dizimin üzerine düştüm.. sonraki seyahatten önce boynum tutuldu.. ertesi hafta seminer var diye gitmek istemedim..

farkına vardınız mı olayın durumun.. içinizde en ufak bir şüphe bile olsa istekler puf uçup gidiyor.. siz unuttuğunuzu düşünsenizde içinizde bir yerde kaldıysa ve çevresel faktörlerde sizin bu düşüncenizi tetikleyen durumlar, sözler yaratıyorsa işte bittiğiniz andır.. şubat ayında izmire gitmiştim.. ani bir kararla.. orada da gitsem mi gitmesem mi diye düşünmüştüm hep.. ve gitmiştim.. nemi oldu çoooook güzel oldu... peki burda beni tutan neydi..neden bu iki yerede gidememiştim.. yoksa gerçekten istememişmiydin..

hayır her ikisine de gitmeyi çok istemiştim.. hemde çok.. sonradan aklıma ve kalbime gitmemenin daha iyi olduğu düşüncesi ve ani çıkan seyahatin daha vaktinin gelmediği, üstüste 3 hafta yollarda nasıl olacağımı düşünmüştüm.. esktra çıkan durum plan dışıydı ve bünyem bunu ilk başta çok istesede sonradan hayır dedi..

diğerini ise gerçekten çok hevesliydim.. yüzümde gülücükler açıyordu gideceğimi düşününce.. ve orada da sonradan plan değişikliği oldu.. aklımda nasıllar, nedenler, nasıl yapacağım, nasıl bir plan yapmalıyım şeklinde düşünceler oluştu.. plandan sapılmıştı.. amaç dışına çıkmıştım.. niyet bozulmuştu..eh böyle olunca da her şey iptal..

düşünce gücüne , akışa, evrene her şeyin kelebek etkisi yarattığına çok inanan biri olarak..bunların nedenleri görüyor olmak bile çok güzel.. kötü olan ise insanın kendisini kontrol edememesi.. edemeyeşim..düşen enerjimi tam yükseltirken yeniden düşüşüm.. galiba bu konu hakkında çalışmam gerekiyor..

bazen şu geliyor aklıma "belkide gerçekten gitmemem gerekiyordu o yüzden gitmedim..ya da gitmemeyi gerçekten ben istedim" bu ikilim çok ince bir ayrıntı.. açıkçası bu ayrıntıya fazla da takılmamak gerekiyor :)

sonuç olarak gerçekten düşüncelerimizle yaşıyoruz.. eş zamanlılıklar çok sık olmaya başladı.. düşüncelerimize hakim olmayı öğrenmeli ve çevremizde bize olumlu düşünceler verecek insanların çoğalmayı için uğraşmalı ve onlarla beraber olmalıyız...

yoldan uzaklaştığınızı düşündüğünüz an da.. hemen amacınıza odaklanın !!! sizi bu konuda heyecanlandıran neydi bu kadar mutlu eden neydi..hadi yeniden düşünelim.. yüzümüz gülümsesin.. çevremizdeki olumsuzluklardan kurtulup yeniden bulutlar arasından güneşi görelim..

VE KİM BİLİR.. OLMAYAN HER İŞ BİZE DAHA ÇOK GÜZELLİKLER GETİRİR.. BELKİ DAHA UZUN SÜRE KALACAĞIMIZ HATTA YAŞAYACAĞIMIZ BİR YER OLUR GİTMEK İSTEDİĞİMİZ YER..

HER ŞEYİN HAYIRLISI OLSUN..
SEVGİYLE YAKLAŞIN , SEVGİYLE DÜŞÜNÜN VE NİYETİNİZ HEP İYİ OLSUN :)

SİZİ SEVİYORUM..

17 Mart 2014 Pazartesi

bugün

Martın 17.günü.. uzaklardan bir arkadaşımdan acı haber aldım..korkmayın kendisi değil.. dayısı vefat etmiş..
beklenen bir şeydi ama duymayı hiç beklemediğim bir zamanda geldi.. haberi aldığım gün bir yakınım ameliyattan çıkmıştı..iyi olarak çıktı diye biliyorduk ancak hiçte öyle değilmiş..hayata tutunmuş teyzem.. ve işte böyle bir günde, birde ölüm haberi aldım..

bir sevinç, bir üzüntü..

üzüldüğüm nokta arkadaşıma ulaşamamış olmam.. keşke uzakta olmasaydı keşke yanında olup destek olabilseydim.. belki okursa yazdığım yazıyı ;anlar ne kadar üzüldüğümü..anlar ne kadar yanında olmak istediğimi.. yinede biliyordur.. hissediyordur..

insanın sevdiği birini kaybetmesi, bir daha göremeyecek olması çok acı ama hayat kadar gerçek.. ne garip bir ikilem değil mi bir varsınız bir yoksunuz..giden beden.. fiziki halimiz.. ruhumuz ise hep burada.. 

eğer özlerseniz onu; konuşmanız hissetmeniz yeterli.. sizinle birlikte olacağına inanın.. size bir sır vereyim.. ananem öldüğünde çok küçüktüm.. ilkokula gidiyordum..ağlayamamıştım.. bazen onu çok özlüyorum ve gözlerim doluyor.. ağlıyorum.. işte o zaman boncuk gözleri geliyor gözümün önüne sevgiyle baktığını görüyorum.. varlığını hissediyorum.. biliyorum ki iyi, biliyorum ki huzurlu..boncuk gözleriyle gülümsüyor bana..

sevdiğiniz birisini özlerseniz.. kalpten bağlanmanız yeterli.. inanın sizinle bir oluyor..

ve işte yanında olamasamda, uzakta da olsam.. bil ki; oradayım.. oradaydım.. başın sağolsun.. yüreğimden geçen çok söz olmasına rağmen.. bazı durumlar vardır ki.. söz biter.. sessizlik eşlik eder.. işte zamanın sessizliğin zamanı...

16 Mart 2014 Pazar

Kısa bir Hikaye...

Bugün senden bahsettim arkadaşıma .. Yıllar önceydi dedim.. Üniversite yıllarıydı.. Tanışmıştık onunla.. Hey gidi günler ,,  mezun oldum , o devam etti.. Evlenmek istemişti ciddiydi.. Bense hem etki altında kaldım hem güvenemedim hem de bana olan sevgisinden emin olamadım dedim.. Neden diye sordu arkadaşım , neden emin olamadın.. Çünkü dedim herkese yakın davranıyordu, herkesle samimiydi, farkımı göremedim.. Birazda korktum galiba .. Sonra kısa ve uzun aralıkla görüştük dedim.. Başka biri vardı hayatında .. Ve benimle de görüşüyordu.. Ve nasıl oluyor dedim.. Beni severken , sevdiğini söylerken nasıl başka biriyle beraber olur .. Yüreğim cız ediyordu .. Ve yıllar geçti yeniden yüzyüze konuştuk dedim.. Tek bir soru sordum ona dedim.. Onunla görüşüyırmusun o da evet dedi.. Ve işte o anda yüreğim gitti.. Tamam seninleyim diyecekken diyemedim.. Bana dediği "o bi şekilde hayatımdan çıkacak seninle olucam güven bana.. "Nedense güvenemedim.. Belki kıskançlıktı, sevdiğimi paylaşamamak.. zaten uzaktaydı.şimdi nerede dedi ; şehir dışında dedim . Git konuş dedi .. Olmaz artık mümkün değil dedim ..yıllar geçmişti yeniden karşılaştık.. Süpriiizz evlenmiş.. Gördüğümde şaka olsun dedim.. Şok oldum .. Yüreğim cız etti yeniden .. Ve hala düşündükçe bir acı oturur içime .. Hep bir kriter vardır ya insanın Hayatında , kriterlerime uygundu .. Ve şimdi istediğim onun gibi birinin hayatımda olması .. 
Ve biliyormusunuz ; Neden bilmiyorum ama onunla aramızda bir bağ var.. Aramızda ne geçerse geçsin.. Bi şekilde karşılaşıyoruz ve hiçbir kırgınlık yokmuş gibi konuşuyoruz ... Sihirli bir değneğim olsaydı eğer ... :) hayat güzelsin ve aşk dolusun... Biliyorum bunda da var bir hayır .. Var bir planın.. Bekliyorum sonucu .. Hayat dedim ya güzelsin ve aşk dolusun .. Seviyorum seni.. 

23 Şubat 2014 Pazar

ANİ KARARLAR HAFTASI

MERHABA MERHABA MERHABA HERKESEEEE...

ÇOK GÜZEL DOLU DOLU HEYECANLI VE MUTLU BİR HAFTA GEÇİRDİM.. :)

nasıl oldu  bu durum.. ANİ KARARLAR vererek.. hayatımda hiç yapmadığım şekilde davrandım ve mutlu oldum..

geçen haftaydı.. daha doğrusu bu özlemim uzun zamana dayanıyor.. denizi özlemiştim.. güneşi, özgürlüğü, seyahati ve hava değişimini... bana uymayan şekilde 2013 ün kasımından beri ş.dışına hiç çıkmadım.. ta ki; 20-22 şubat 2014 haftasına kadar..

izmir özlemim depreşmişti.. fotoğraflar paylaşılıyor, kış mevsiminde olmamıza rağman hava bahar havası gibi.. eh hal böyle olunca.. ahhh ah biyerlere kaçsam ama nasıl ??? işte bunları söylerken, sevdiğim bir arkadaşım, izmire gideceğini ve ertesi gün yine ortak arkadaşımızla denize sıfır yerde kahvaltı yapacağını söyledi.. bende bir anda "yaaaa bende geleyim mi "dedim.. ve işte herşey böyle başladı... günlerden çarşamba ve kahvaltı perşembe :) yani benim karar verip ,izin alıp, bilet almam ve akşama bavul hazırlamam gerekiyor..

öncelikle yaptığım, otobüsten yer ayırtmaktı.. nolur nolmaz dedim.. alıyım bileti gidemezsem iptal ederim.. sonra başladım düşünmeye, gitsem mi kalsam mı.. işte bu düşünce öldüyor beni..ve tam o anda kahvaltı haberini veren arkadaşım geldi onun fikrini aldım..sonrasında izin.. akşam ki dersin iptali ve bavul hazırlama faslı.. aaa birde misafirhaneden yer ayırttım tabi :) şansa bakın ki hepsi tıkır tıkır işledi.. hayat gitmemi istiyormuş :) ki dersleri aksatmayayım, çalışmam lazım diyen ben aman gelince hallederim diyip gittim.. tabi nolur nomaz diye notebok u yanıma almıştım.. odada olursam derse katılırım diye sonra amaaaaan dedim :) hallederim..

ve sabah izmirdeydim.. mis gibi hava hayat var.. gündoğdu meydanına misafirhaneye yerleştim.. ve sonra kahval mekanına.. Allahım ne güzeldi.. sohber muhabbet.. ve rüya gibi.. önceki gün neredeydim.. şimdi neredeyim..

sonrasında kalktık gezdik.. ertesi gün çeşmeye gittim.. sonraki gün tam dönmeye hazırlanıyordum.. hatta çıkış işlemimi yapmıştım.. facede bir haber ARDA TÜRKMEN 22 şubatta izmir bornova forumda .. haydaaaa dedim birden ve dönüşümü sırf onu göreyim diye erteledim :)) Allahtan misafirhanede ve dönüş otosunda yer varmış..

ve ertesi gün bilmediğim bornova forumun yollarına düştüm..ardayı da gördüm.. deymeyin keyfime.. dönüşte kuzenlere söz vermiştim ksk ya geçeriz diye onlar içinde bilet saatini değiştirdim..

kader bana izmirde kal diyor bende kalıyorum.. belki daha uzun süreli der onu da duyarım ve evet derim ..herşeyin hayırlısı.. huzurum ve mutluluğum olucaksa, sağlığım ve param olucaksa ve iyikilerle dolu olucaksa neden olmasın.. olsun bitsin :) bu şartlara benden kocaman bir evet...

ve işte bu sabah ankaradayım..bir hüzün kapladı içimi.. bir boşluk.. yine bir koşturmaca hali..deniz kokusu yok.. özetle şu... hayatta biraz ani kararlar verin.. çok düşünmeyin ve yola çıkın.. hayat hep bize seçenekler sunar her iki tarafında sonucunu bilemeyiz.. içinizi dinleyin ve yola devam edin..ve şunuda unutmayın. "yaşadığın şehri güzelleştiren o şehirdeki sevdiklerin" gerisi boş..

sevgilerimle..huzurunuz yerinizde olsun.. kalbinizi dinleyin...

ilk verdiğiniz karar her zaman doğrudur :)


5 Şubat 2014 Çarşamba

ayrılık...

AYRILIK...

Bu Kelime ne hissettiriyor size.. koskocaman bir AYRILIK.. sevgiliden, eşten, anneden, babadan, kardeşten ayrılık..

ölüm gibi mi, bir yanınızın yarım kalması gibi mi.. yoksa iki arada kalmak gibi mi ???

koskocaman bir ayrılık... bu yazım bu şekilde biraz kasvetli kusura bakmayın.. hava güneşli olsa da içim biraz böyle..

ayrılık...

sevdiğim , değer verdiğim bir arkadaşımın ailesinin ayrılma kararı aldığını öğrendim.. henüz karar alınmış, belki tek taraflı belki karşılıklı.. sırada mahkeme vb.. işler var.. kim bilir belki de hiç bunlara gerek kalmaz tatlıya bağlanır..:)  düzelirler.. hani tek olsan çocuk olmasa neyse bırak git.. ama çocuk olunca zor oluyor be arkadaş... onları düşünüyorum şimdi.. yaşları büyükte olsa yine de çocuklar.. düşünsenize, aileniz var, her akşam birlikte oturduğunuz , bir arada olduğunuz bir aile.. tatillere ayrıda gidilse bilirsiniz ki orda bir aile var.. ve o karar sonrasında toz pembe aile kavramı hooooppp uçup gitmiş.. tabi Allah sağlık versin ama o ayrılık.. şimdi ne yapacaklar, ayrı evlere gidecekler, kim kimde kalacak, yoksa kalınmayacak mı... içim burkuldu..

bir de iyi tarafından bakmak lazım; hayattalar, sağlıkları yerinde.. istediklerinde görebilecekler.. işte böyle dostlar.. kötü bir şey ayrılık.. ama hayatın gerçeği.. olacak olan oluyor işte hayatta.. Allah yardımcıları olsun..

ve biraz ara verdiğim zamanda neler yaptığımdan bahsedeyim neşemiz yerine gelsin :) yemek kursuna devam .... et yemekleri yapıldı tadına bakıldı.. çiğ et bile yedim :) limon ve et birleşince pişmiş kıvamı oluyor ve hiç çiğ tadı gelmiyor.. profitorol yapıldı çooook hafifti.. bu haftada deniz ürünleri mahsulleri yemekleri tadıcaz ve haftaya farklı bir menüyü kendimiz yapmaya başlıyoruz..

astroloji ise iyi gidiyor ödevde zorlanmıştım hocam beğenmiş :) İngilizcede gayet iyi.. bakalım neler olucak...

öpüldünüz.. güzel bir gün hatta günler diliyorum...hayat güzel.. aldığımız her nefesin kıymetini bilelim :)

26 Ocak 2014 Pazar

yazmazsam olmaz

ne yoğun bir hafta sonuydu.. cumartesiyi hatırlamıyorum.. galiba tüm gün evdeydim :)) aaa evet evdeydim ve ödevleri yapmakla meşguldum.. bir yandan ingilizce bir yandan astroloji ... bittimi bir evet bir hayır cevabı veriyorum..
ve bugün yani pazar günü çok hareketli ve güzel bir gündü.. önce dostlarla kahvaltı sonra Peperoncino ya yemek kursuna (Tüm yemekler Şef Danile tarafından yapıldı... bizler tadına baktık.. işte o nefis yemekler www.peperoncino.com.tr bence sayfayı inceleyin.. ve kurslardan birine katılın..)
 oradan eve ve yine kalan ödevlere devam etmeye... ve aklımda bir sürü düşünceler gezerken derse odaklanamadığım için yazmaya karar verdim.. yazmazsam olmayacaktı..
 sevdiğim bir arkadaşım dostum yıllar önce bana şöyle demişti " dostlum dediğin kişinin herşeyini bilmek zorunda değilsin, bilmeye bilirsin..ya da her şeyini bildiğin kişiyle dost olmayabilirsin.. bilmek dostluk getirmez.. dostluk uzun yıllar görüşmesen bile ilk görüştüğün zaman kaldığın yerden zaman geçmemiş gibi görüşüyor olabilmendir".. bugün bu söz yeniden aklıma geldi.. çünkü düşüncelere daldım.. çevreme baktım..arkadaşlarıma , dostlarıma.. bazen onlar hakkında hiç birşey bilmiyormuşum gibi geliyor.. sanki ilgilenmiyormuşum gibi.. konuşuyorum dertleşiyorum ancak bazen bişey eksik kalıyor gibi geliyor.. tuhaf olan, hani herşeyinizi anlatırsınız ama karşı taraf aynı şekilde davranmaz ya öyle bir durum.. sonra kendi kendime bende bir durum var herhalde dedim.. güven mi vermiyorum acaba, o kadar yakın hissederken neden uzak duruluyor ya da paylaşılmıyor.. ve üzülüyorum demek ki beni dost olarak görmüyor/görmüyorlar bir yerde eksik birşey yapıyorum.. ve tüm bu düşünceler içerisindeyken işte arkadaşımın sözü geldi aklıma.. biraz olsun toparladım..
sonra kendime baktım.. eksik bir şey görmedim..gören beri gelsin :) elimden geldiğince herkese yardım etmeye, destek olmaya çalışıyorum.. kimseyi geri çevirmemeye çalışıyorum.. onların mutluluğu ve üzüntüsü benim mutluluğum ve üzüntüm.. sevdiklerimi mutlu etmek gözlerinin parlaması mutluluk veriyor..
acaba beklenti içine mi giriyorum.. hayır.. biliyorum aynı şekilde bana davranış olmayabilir.. kimse benim kadar ince düşünmeyebilir.. gerçi evet itiraf ediyorum... hiç yoktan insan biraz olsun değer verildiğini, sevildiğini gerçekten hissetmek , bilmek istiyor.. yapay değil gerçek olarak..
hepimiz birer çiçeğiz sevildikçe açıyoruz, parlıyoruz.. sevgi eksilince kuruyoruz.. dostlarınıza sahip çıkın.. :)

veee size bundan önceki yazımda Arda Türkmen'in Ankaraya geldiğini ve maceralarımı anlatmıştım.. ancak fotoğraf paylaşmamıştım.. tabi ki kendisiyle fotoğraf çekildim ( kaçar mı:) ) ama burada şimdilik paylaşmak istemiyorum..patlıcanlı pilavı çok güzeldi.. samimi, içten ve hoş sohbet bir insan.. eh haliyle yorgunluğu vardı.. ve işini yaparken ciddi ve titiz.. açık sözlü.. iptidai durumlarda ki çalışma hallerine alışkın ancak yinede herşeyin tam olmasını istiyor normal olarak.. eğer eksikse no problem ( olmasa iyi olur tabi) .. aileden biri gibi.. Tefalin düzenlediği bu organizasyonun yeniden yapılmasını şiddetle talep ediyorum.. Tefal by Arda serisinin kek kalıpları da çıkacakmış dört gözle bekliyorum.. unutmayın MUTFAĞINIZDA ŞEF SİZSİNİZ 


sonu bu şekilde bağladıktan sonra .. bildiğim bir şey var ki; hiç birşey bilmediğim.. hayatın sıfırındayım.. arkam kalabalık, önüm aydınlık..

hepinize sevgiler...

18 Ocak 2014 Cumartesi

18 OCAK GÜZEL GÜN...

 Yeni yılın 18 gününü geride bırakmak üzereyiz hatta belkide siz okuduğunuzda çoktan geride kaldı :) bu yazıyı okuyup kahkaha patlatan sevgili arkadaşım , dostum sırf senin için yazdım bu şekilde.. yeni yılın 18.günündeyiz yarın 19.:)  neredeyse 1 ayını yedik bitirdik ..eh bahara kaldı şurada kaç ay 2-3 ay :)

peki görüşmeyeli neler yaptık.. yeni yıl hedeflerinizi yazdınız mı, uyguluyor musunuz ?... hımm yoksa hiç yazmadınız mı, ne gerek var mı dediniz... peki siz bilirsiniz..

neler yaptığımı anlatayım o zaman.. ilk önce dediğim gibi 8 maddelik bir liste çıkardım.. sonra evet bunlar yapılacak dedim.. ve evet kilo verdim.. hatta bu sabah itibariyle 52,9 u gördüm.. ve yupppiii dedim .. bayağ uzun süredir bu rakamı görememiştim.. tabi böyle olmasında etken, bir süreliğine katı yemek yememde etken oldu.. Allah'a şükür turp gibiyim.. ve bu sabah spora gittim.. ah birde düzenli hale getirebilsem çok güzel olucak.. eh olur o da vakti var demek ki.. 

italyan şeften yemek kursu alıyorum... süper eğlenceli bir şey... ortaokul ve lisede severdim yemek yapmayı.. sonradan bir soğudum işte şu yaşıma kadar mutfak soğuk geldi bana.. geçen yaz arda türkmenin programını izleyerek başladı yemek yapmak isteği.. tatlılardan başladım.. şimdi ekmek yapıyorum.. sıcak yemek kısmına henüz geçemedim.. zeytinyağlı ve balık yemekleri yaptım..

italyan şeften aldığım ilk kurs kurabiye kursuydu.. Allah'ım öyle eğlenceliydi ki.. şef daniel çok eğlenceli anlatıyor.. her pazar 12-15 arası farklı yemek kursları veriliyor.. ve sonrasında makarna ikramı yanında isteyene şarap.. işte aşağıdaki resimde yaptığımız kurabiyeler.. gördüklerinizin hepsini ben yaptım.. :) sarı renkli olan Biscotti al Limone(limonlu kurabiye) Ovis Molis, reçelli olan biscotti al Marmellatta (ovis molis) , ortası çikolatalı olan ki en zahmetlisi bu :) Baca di Dama-bayan öpücük kurabiyesi ve kahverengli olan ise Frollino al Caffe- kahve kurabiye (Frolla Hamur) hepsinin tadı çok güzel.. yapımı basit ve eğlenceli.. Ankaradaysanız ve merakınız varsa Peperoncino ya gidin. şef danielle tanışın ve yemek kurslarına katılın.. biraz aşağıda yaptığım ekmekleri görebilirsiniz.. 



ekmek kursanda eh biraz zorlandım.. hamuru kıvama getirmek için ama sonlara doğru tutturdum.. zaten en güzeli de sonuncusu oldu bana göre .. tabi evimizin gurmesi sevgili babam hepsini beğendi :) işte ekmeklerim

yarın özel makarna kursumuz var bakalım nasıl geçecek , nasıl makarnalar çıkaracağım :)

peki bunların dışında neler yaptım.. doğum günü kutlamasına gittim... dün arkadaşlarımla görüştüm çok eğlenceliydi.. insanın hayatında , nazını, kaprisini çeken iyi ve kötü zamanda yanında olan olmasa da orada olduğunu bildiğimiz dostların olması çok güzel.. işte onlarda böyle insanlar.. sizinde hayatınızda böyle kişiler varsa onlara sıkı sıkıya sarılın.. çok değerliler ( bende kendimi değerli bir dost olarak görüyorum , şanslı kişiler hayatımda olanlar :)) ) ve kıymetini bilin...

veeee asıl bomba gün bugündü 18 ocak :) peki neden çünkü arda türkmenle tanıştım.. www.ardaninmutfagi.com bilmeyenler , tanımayanlar lütfen ssayfayı incelesin.. kendisi çok sempatik, çok tatlı, çok sıcak ve sevimli bir insan.. yemek yaparken onlara yaklaşımı çok hoş.. yemekte kullandığı tüm malzemeler onun arkadaşı :) ve ben hayran hayran izlerdim tv de.. cuma günü iş yerinde çok sevdiğim arkadaşım, cep teline gelen msjı gösterdi.. önce anlamadım sonra "aaaa aaa 18 ocak ne zaman, yer neresi" vb. tepkiler ve liseli kızlar moduna girdim.. ağzım kulaklarımda arda geliyor.. ve 18 ocak günü, Konyadan sevdiğim bir arkadaşımda msj göndermesin mi arda Ankaradaymış diye :) biliyorum canım gidiyorum dedim ve içimde bir heyecan düştüm yollara.. gittim tanıştım foto çekildim..  o yemek yaptı ama ben hayran hayran kendisini izledim.. uzun süredir hiç böyle bir duygu yoktu içimde.. liseli kızları gayet iyi anladım bugün :) otlu somon balığı, levrek, rokoko ve favorim vişneli bitter mozaik pasta.. yaptığı tüm yemekler çok güzel.. benim şimdilik denediklerim ve beğendiklerim bunlar... bakalım yemek ve tatlı yapma merakım ne kadar sürecek ...

sondan bir önceki konumuz ise; www.portakalbahcem.com instagramda gördüm ilk defa.. çok sempatik ve temiz bir yer ve tabiki güvenilir olarak hissettim.. bu sene fazla greyfurt yiyememiştik ve birden aklıma bu adres geldi.. ve greyfurt siparişinde bulundum.. çok beğendik.. tavsiye ederim.. siteyi bir inceleyin.. ve bence denemek için siparişte bulunun derim :) sunumları çok güzel.. emek ve özeni hissediyorsunuz..
ve son olarak; yılbaşında bana ulaşan 3 kişiye ufak bir hediyem olacağını söylemiştim.. hediyeler sahiplerine ulaştı ve kendileri resimlerini gönderdi.. işte sizlerle paylaşıyorum.. hepsine uğur getirsin ..

Hepinize güzel günler diliyorum :) gönlünüzden geçenler sizlerle olsun.. Yolunuz aydınlık, yüzünüzde hep gülümseme olsun sevgilerimle :) 

8 Ocak 2014 Çarşamba

İYİ Kİ VARSINIZ...

garip bir yıla girdik.. herkes 2013ten şikayetçiydi.. bu yıl 2013ü aratacak gibi gözüküyor...neyse konumuz bu değil.. yinede şöyle bitireyim.. güzel bir yıl neşeli ve sempatik bir yıl.. herşey daha net gözüküyor gözüme.. herşey daha belirgin.. hepinize güzellikler getirsin..

biyopsi olalı 1gün oluyor.. amaaan nolcak bişey olmaz diye gittim yaptırdım.. zor muydu hayır basit bir biyopsiydi..işte zor olan dikişler, rahat konuşamamak, gülememek ve sıvı dışında birşey yiyememek..biyopsi olduğum akşam, sabah kahvaltıda ne yiyeceğimi düşündüm.. malum kahvaltı.. peyniri var kızarmış ekmeği, maydonosu, dereotu var..eh bunları yiyemeceğim aklıma geldi..gerçi sabah peynir yemeği denedim ııh olmadı..ve sonra yediğim sebzelerin suyunu çıkarmak geldi..eh vaktinde detoks yapmıştım.. bünye alışkın..

ve başladım sebzelerin suyunu çıkarmaya..yanında da yulaf kepekli, ruşeymli yoğurt.. güzel oldu tok tuttu.. öğlen 4 kaşık tarhana çorbası.. sonrasında yine sebze meyve karışımı. tabiki suyu :) sorasında süt, akşama kefir ve çorba..

ve açlık fazla hissetmedim.. halada hissetmiyorum..belkide bir süre böyle beslenmem lazım..o yüzden böyle oldu..kim bilir..

arkadaşlar yanlız, biyopsi oldum çıktım ve aklıma şu geldi..keyif için zevk için bıçak altına yatıp kendisini kesip biçip dikiş attıran kişilere Allah akıl versin diyorum.. sağlık sorunları dışında yapılan ameliyatlardan bahsediyorum..

insan hastalık zamanında hatırlanmak ufak da olsa geçmiş olsun temmenileri bekliyor..işte böyle bir zamanda çevremdekileri daha iyi anladım.. öyle güzel öyle temiz öyle içten arkadaşlarım varmış ki,bir kez daha teşekkür ettim Allah'a iyiki hepsiyle tanışmışım.. sevilmek, düşünülmek, hatırlanmak çok güzel..

bugün bir arkadaşım, süt getirmiş yemek yiyemiyorum diye.. öyle mutlu oldum ki.. para değilde işte asıl olan dost, arkadaş, insan biriktirmekte..

önemli olan; yürekten gülümsemek, sevdiğin kişilerle birlikte olmak..

yanımda olan arkadaşım olan herkese söylüyorum .. HEPİNİZ İYİ Kİ VARSINIZ..İYİ Kİ HAYATIMDASINIZ..SİZİ SEVİYORUM :)

4 Ocak 2014 Cumartesi

yeni yıl kararları

yeni yılın 4.gününü bitirmek üzereyiz.. nasıl geçiyor ,neler yapıyorsunuz..yeni yıl kararları aldınız mı ?? neler planlıyorsunuz.. yoksa miskin miskin oturuyor musunuz ??

kendi adıma bir sürü karar aldım.. toplam 8 maddelik ufak bir listem var.. hepsini gerçekleştirmeye niyet ettim.. Allah izin verirse inşallah...

henüz karar almadıysanız, ve günleriniz boş boş geçiyorsa.. "ahh ah bu yıl bakalım neler yapacağız , neler göreceğiz" diyorsanız ve içinizde miskinlik tohumları varsa; hadi hemen toparlanın elinize kağıt kalem alın ve derin bir nefes aldıktan sonra bu yıla ait planlarınızı, isteklerinizi yazın sonrada uygulamak için kendinize söz verin :)

isterseniz yorum yapıp paylaşabilirsiniz..örneğin kendime ait planlarımdan birisi "sevdiğim kişilerle vakit geçirmek ve mutlu olacağım şeyler bulmak ve yapmak"

hadi sizde yazın .. bakalım kimler neler istiyor 2014 yılından..

veeee yeni yıl yazılarımla bana ulaşan ilk 3 kişinin hediyeleri yolda.. şans getirsin, güzellikler getirsin :)

size ulaştığında bana fotoğrafını çekip gönderirseniz buradan paylaşmak isterim..

sevgilerimle...

NOT: itiraf ediyorum üzerimde bir miskinlik var.. yenmeye çalışıyorum.. nasıl mı hadi kalk biraz hareket, planların var onları uygula :) diyerek..

1 Ocak 2014 Çarşamba

2014 ün ilk gününden merhaabaa :)

yeni yılın ilk gününü geride bırakmak üzereyiz.. nasıl güzel bir yeni yıl geçirdim anlatamam.. bol kahkahalı bol neşeli ve bol eğlenceli..

geçen sene yazdığım yazıya göz attım 2013e ait eksik yazdıklarım varmış.. onları bu yazımla toparlamak istiyorum..

ilki çanakkale ve izmir gezisi yaptık 29 Ekim'de ...çok güzeldi..hele çanakkale "bastığın yerleri toprak diyip geçme tanı" sözleri gerçekten anlamını bu topraklarda buluyor.. ve çanakkaledeki "sardelye" balıkçısı .. lokum gibiydi lokum ...power pilate başladım sonra ara verdim.. herşeyden bir sıkılganlık başlamıştı.. ama biliyordum hepsinin bir anlamı var..çay ve kahveyi 1 senede toplasam mx. 5 kere içmişimdir:) çaykolik ben ve 5 bardak çay hem de yıl boyu..ve blog sayfamı yeniden düzenlemeye başladım.. sessizlikte kalmayı daha çok sever oldum.. balık düşkünlüğüm arttı..geçen seneden unuttuklarım bunlardı..

peki bu senenin ilk günü nasıldı.. dün gece ne kadar çok yediysem bugün bir kahvaltı ve detoks içeçeği ve çorba içtim.. başkada bişey yemem galiba .. aaa birde yarım nar ve çeyrek elma :) ve spora gittim ter attım..

bomba gibiyim.. yeni kararlar aldım ..Allah izin versin inşallah hepsini uygulayabileyim ..

ve hani bana ulaşacaktınız.. süreyi uzattım.. 2013 e ait son yazımın altına yorum yapan güzel dileklerde bulunan ilk 2 kişiye hediyem var :)