Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

12 Nisan 2013 Cuma

kabul etmek...

birden aklama geldi.. "kendini kabul et" derler ..kendini kabul et bırak mücadeliyi ve yola devam et"..
peki nedir bu kendini kabul etmek.. etmiyor muyuz.. yoksa ettiğimizi mi zannediyoruz..

düşünelim.. insan nasıl kabul eder. kabul etmek nedir..karmaşık mı geldi :) pek değil.. eve misafir kabul etmek gibi bir şey.. ağırlamak evinizde.. sizden olamayan birine yuva açmak.. nasıl yani bizden olmayan biri.. biz kendimizi tanıyoruz nasıl olur bizden olmayan birini kabul etmek diyebilirsiniz..

şöyle anlatmaya çalışayım...düşünün ki kendinizi sevmiyorsunuz ya da çok seviyorsunuz ve herşeyinizle barışıksınız.. sonra bir bakmışsınız derinlerde yatan size ait olmayan ama hep sizle olan bir ben var.. ve çat kapı geliveriyor.. sizde nezaketen buyrun hoşgeldiniz diyorsunuz.. yabancısınız birbirinize.. nasıl davranacağınızı ne yapacağınızı bilmiyorsunuz ve şaşkın ördek gibi bakıyorsunuz.. tabi misafire ne zaman gideceğide sorulmaz ya, ayıptır.. eh böyle olunca birbirimizi tanıyalım bari diye konuşmaya başlıyorsunuz..kah gülüyorsunuz kah ağlıyorsunuz..

işte bunların sonunda bir bakmışsınız siz kendinizi hiç tanımamışsınız.. konuşmalardan gülüşmelerden ağlamalardan neler neler çıkmış.. neler neler bastırmışız derinlere de haberiniz yokmuş.. ne git diyebiliyorsunuz ne de kal.. peki napıcaz.. git dersek bizdekini reddedip yine gömücez ve içimizde tanıdığımız için bir burukluk olucak.. eskisi gibi olamayacağız çünkü farkındayız.. peki kal dersek; belkide hayatımız baştan sona değişecek..

"kabul etmek" sanıldığı kadar kolay değil.. uçurumdan atlamak gibi.. kıskançlığınızı, bağlılığınızı , sevgiyle cevrenizi boğdugunuzu, soğuk ve gergin olduğunuz, neşenizle bazen çevrenizi sinir ettiğinizi, olumsuz ya da olumlu davranışlarınızla pek iyi karşılanmadığınızı, kıskanıldığınızı fark ettiginizde neler değişir hayatınızda bir düşünün :)

ve şunu da unutmayın; diğer yarınızla barış içinde yürümek bambaşka bir duydu...

sevgilerimle..

8 Nisan 2013 Pazartesi

hayata hoş geldiniz...

bir peri masalıdır hayat.. her dakikası farklı ,her günü ayrı güzel.. inanır mısınız perilere.. onlar her yerde, her güzellikte doğada.. her çiçek açtığında, her yağmur yağdığında ve her güneş açtığında.. içiniz hüzünlendiğinde çevrenize bakın, size gülümseyen içinizi ısıtan mutlaka birşeyler görürsünüz ya da hissedersiniz :)

onlar bizlerle.. yağmurun yağışında bile bir güzellik var farkettiniz mi.. tam zamanında yağar yağmur.. toprak suya aç kaldığında ve her damla toprağa düştüğünde kana kana içer gökten yağan suyu ve yeniden canlanır.. yeşiller ayrı yeşil olur, pembeler ayrı pembe.. ve her yanımız rengarenk olur..ve konuşurlar kendi aralarında.. neşeyle, sevgiyle ,coşkuyla.. ve bize kendisini daha coşkuyla göstermeye çalışır.. "hadi bak buradayım herşey bizde, bize bak.. bırak işi gücü.. bana bak bana dön.."der..

ve işte bizler duyarsak bu sesi, ahhh gönüllerimizde kelebek esintileri, kulaklarımızde kuş cıvıltıları.. artık ne dert kalır ne tasa.. olması gereken neyse o.. öze döndüğümüzde sadece kendimiz.. ve sadece farkındalığımız..

ve at gözlüklerinden kurtulan bizler hayata hoşgeldiniz..

sevgiyle kalın..

bir yanım üşüyor..

"bir yanım üşüyor" ne kadar hüzünlü ne kadar içten ve ne kadar söze dökülemeyen anlamlar içeriyor..
bir yanım üşüyor.. yüreğimde bir serinlik bir boşluk.. herşey tam olsada bir delik var hava kaçıran..

ve farkında olup deliği kapatamamak en acısı.. bazen kapattığını sanıp üzerini yara bandladığımız o delik gün gelir, tüm yara bandlarını atıverir ve içiniz üşümeye başlar.. ve öyle bir soğuk gelir ki ;farkında olmadan tüm hücrelerinizi kaplar..çare ararsınız bulamazsınız.. çünkü sizin yapacağınız bişey değildir..

nedir peki bu serinlik noldu diye ararken bulursunuz bir duyguyu ya da duyguları.. kalpten konuşmak mı, aşk mı ,sevgi mi hepsi bir ..hepsi bir ağacın dalları gibi.. bir dalınız kırıkda sanki hep varmış gibi yaşadığınız o günler gün gelip yüzünüze tokat gibi vuruverir.. anlarsınız ki boşluk var bedeninizde..

aşkı arıyor yüreğiniz, sevgiyi arıyor.. korkmadan, düşünmeden "seni seviyorum senden hoşlanıyorum" demek istiyor.. ama olmuyor..yürek söylerken dil susuyor.. ah birde şu kıskançlık , ne komiktir dimi kıskançlık.. kimi kimden neden kıskanırsın.. hepimiz birken ne gerek var bu kıskançlığa..peki kaynağı nedir neden kıskanırız; güvensizlik mi, peki kendine mi yoksa ona mı, yoksa kızgınlık mı ,istediğin gibi davranamamanın verdiği yürek acısımı.. yoksa sadece hepsine duyulan özlem mi?

bir yanım üşüyor dostlar, bir yanımız üşüyor..

kaç kere söz vermişizdir kendimize, evet bu sefer nasıl içimden geliyorsa öyle davranacağım konuşacağım diye peki yapabilir miyiz.. evet .. başlarda evet peki ya sonra.. nolurda yine bir kapanış kapalar içe doğru.. gökyüzü mü yoksa yeryüzü mü etkilidir..belki de hiç biri.. belkide hepsi..

çok mu hüzünlendiniz yoksa ne yazıyor anlamıyoruz mu diyorsunuz..

herkes ne anlamak, ne duymak istiyorsa o kadardır.. ne yazarsam yazayım herkes istediği gibi görür, duyar ve anlar..

üşüyen yanınızın kelebekler gibi uçması dileğiyle.

sevgi dolu güzel günler dilerim :)