Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

2 Aralık 2012 Pazar

yeniden İstanbul...

yeniden merhaba , yeni bir istanbul masalıyla karşınızdayım..bu yolculuk bayağ bir yorucu ve hastalıklı geçti.. galiba artık gezilere dur deme zamanı geldi.. tabi sadece 26 günlüğüne :)

evet İstanbul masalamı anlatmaya başlıyorum.. hazır mısınız..?? eveet seslerini duyar gibiyim :)

kasımın son perşembe gecesi istanbula hareket ettim cuma sabahı 6 da istanbul Alibeyköydeydim.. oradan Baltalimanı Polisevine geçtim.. 2 gün burda kaldık...ilk defa gittiğim bir yer Baltalimanı..cok güzel çok beğendim.. kaldığımız yer denize sıfır ve fatih köprüsünü görüyor önünde fener..işte size fotografı.
karasal iklimde yaşayan biri olarak bu manzara fethetti beni..sabah kahvaltımı burada yaptım ve sonrasında başlasın gezi...tabi havanın böyle güneşli olduguna bakmayın bayağ yağmurlu bir gezi oldu..nerelere gittik beşiktaş, taksim ve sonrasında İstinye park (o yağmurda gezilecek en mantıklı yer gibi gözüktü)..size biraz taksimde gittiğimiz otelden bahsetmek istiyorum.. sevdiğimiz aile dostumuzun yeni açtığı bir otel burası.. adı TaximTown Hotel..sırf otel değil, cafesi de var.. yolunuz düşerse gidin görün hatta meşhur salatalarından yiyin.. memnun kalacağınızdan eminim.. sıcak sempatik biyer..işte size yediğim salatanın fotosu:)                           
resimdeki salata hem hafif bir o kadar doyurucu ve leziz.. ve limonatası harika.. hizmet edenler güler yüzlü ve sempatik insanlar.. pişman olmayacağınıza ve iyi ki geldik diyeceğinize eminim.. bu güzel yerden keyif alabildin mi derseniz.. hasta olmasaydım çok daha keyif alabilirdim.. İstanbula geldim hasta oldum .. bu salatayı yerken bir yandan da griple mücadele halindeydim ..:) buradan sonra hedefim taksimde biraz gezi lebnon' a gitmekti ancak yağmur şiddetlenince gitmekten vazgeçip, istinye parka doğru yol aldık..
       Hep şöyle bir düşüncem vardı; İstanbula gelip alışveriş merkezinde ne yapılır, neden gidilir denizi izlemek , ve karşılıklı bir simit çay keyfi yapmak varken ne gerek var derdim ... ve tüm sorularımın cevabını buldum..             
        İstanbulda yağmurlu havada gezilmez, kapalı alanlara çekilinir ve denize karşı simit çay keyfide yapılmaz çünkü keyif alınmaz :) işte bu nedenlerle bizde geldik İstinye Park'a karşısında da İTU şimdiki gençler çok şanslı, oradan geçerken bir an İTU de okuyasım geldi sırf istinye park için :)
        Güzel ve büyük bir yer; biraz elit biraz ciks( tabiri caizse) eh gelmişken gezelim bakalım dedik .. ve çıktık açık alanda bir mekana oturup tatlı ve çay keyfi yaptık.. çok güzeldi,.. sıcak çikolatalı kek.. boyut küçük ama tadı harika....aşağıda gördügünüz leziz tat bir anda mideme indi :) istinye parka giderseniz kırmızı koltukların olduğu yere gidin ve bu tadı tadın...
ve buradan sonra yeniden Baltalimanı.. daha çok gezecek zaman ve mekan var ancak benimde biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı...akşama kadar dilenip yeniden başladık gezmeye.. bu sefer akşam yemeği için; günlerdir hayalini kurduğum balık yemeğe gidiyoruz(yaşasıınnn ).. hem de boğaza karşı.. varmış bu kadar beklememin bir nedeni.. balığın keyfini çıkacağım yerde yiyecekmişim.. o yüzden siz siz olun istekleriniz gecikti diye üzülmeyin.. herşeyin bir zamanı var.. belki en güzeli olacak.. belki olmaması gerekiyor.. o yüzden akışa bırakın kendinizi..
 Akşam yemeği için ;kaldığımız yerin bağlı olduğu bir yer varmış.. tam karşısında denize sıfır, dalgalar size geliyo; fatih köprüsü karşınızda ,balık önünüzde, ohhh keyif yerinde..en kötü günümüz böyle olsun diyip balıkları yedim..size fotograflarını göstermeden önce şunu belirtmek istiyorum.. garsonlar çok kibar ve anlayışlı.. grip oldugumu ve bol limonlu su içmek istediğimi söyledim aşağıda resmini göreceğiniz tabağı getirdiler ve sayelerinde kendimi biraz daha toparladım.. 
ve tüm bu yemeklerden sonra Baltalimanı sahilinde biraz yürüdük, deniz koksunu içimize çektik ve sonrasında yeniden yemek.. ne çok yediniz diyebilirsiniz haklısınız çok yemişiz :) ama tatlının yeri ayrı madoya gittik ve profitorol yedik tabi hepsini yemedik.. çünkü yazık bize; o kadar diyet yap sonra tatlı ye:) o yüzden az yedik
bir günümüz bu şekilde geçti.. dolu dolu bir gün.. geliş amacımızın gününe geldik.. 01 Aralık... belki duymuşsunuzdur. Ay bir kilisesi var Vefa Semtinde.. her ayın birinde gidilip dilek tutuluyormuş, ve dilekler oluyormuş.. bizde bu vesileyle kaltık geldik istanbula.. gidelim bakalım neymiş nasılmış dedik..unutmayın her ayın birinde gitmeniz gerekiyor.. ufacık bir yer , vefa bozacısını gecince sola sapıyorsunuz.. kime sorasınız gösterir..zaten kalabalığı görünce anlarsınız.. kapı girişinde olanlardan almayın içerde anahtar veriliyor.. oradaki ritueli uyguluyorsunuz..aşağıda ayazma var su akıyor dileklerinizi diledikten sonra aşağı inip su içiyorsunuz.. isteyenlere küçük şişe veriliyor dolduruyorsunuz evinizin istediğiniz yerlerine serpiyorsunuz..bakalım Allahın izniyle hayırlısıyla gerçekleşir umuyorum.. olduğunda sizinle mutlaka paylaşırım.. dileğimizi diledik eh gelmişken tarihi vefa bozacısına gitmeden olmaz.. gittik birde bozamızı içtik ve ortaköye geçtik..otobüse biniş saatimizi beklemek için vakit geçirmeye .. yağmurda dinmedi hala yağıyor, ne bereketliymişiz diye geçirdim içimden:) 
neyse güzel bir mekana oturduk, balkabağı çorbası içtim.. değişik güzel bir tattı..tavsiye ederim..mekanın adını belki fotodan görürsünüz.. ve sizinle bugünlük son paylaşımım.. bir daha ki istanbul yazım ya da bir daha ki yazım da bakalım nerelerden bahsedeceğim :)
 
şimdilik hepinize hoşçakalın.. güzel günleriniz olsun.. sevgiyle kalın..sürçü lisan ettiysem affola ...

18 Kasım 2012 Pazar

Yine bir İstanbul hatırası

18.11.2012 yine bir pazar yine bir seminer ve yine istanbuldayim ....
Herkes "şaşkın , çılgın"der bana ... Bir seminer icin taa Ankaradan çıkıp gelinir mı ya da gidilir mı der ... Oluyor bı sekilde istemek önemli sanırım :) laf aramızda bu sefer ki yol yordu , seminerde bir ara icim
Geçiyordu ... Uyumak istedim olmadı ...
Ne semineriydi diye sorarsanız astroloji
semineri ... Severim ve ilgim vardır. Belki merak belki değil ama seviyorum.. Öyle derin öyle dürüst ki.. Okuyabilmene hersey orda .. Net ve açık gözüküyor.. Rehber niyetine. İnanmak ya da inanmamak değil mesele; yol haritası olarak görmektir asıl olan. Dışardan hersey basit gibi gözükür ama icine girince derindir ve nerede duracağınızı bilemezsiniz .. Sizi alır ve icine çeker . Engin bir denizdir astroloji .. Ve bu deniz icin gunubirlik gelmeye deger...
Ve İstanbula gelmenin en guzel yanida Ortaköy'e gelip çay içip demlenmek.. Biraz dinlenip yine yollara düşmek .. Dönüş vaktine az kaldı .. Bakalım bir daha ne zaman görüşeceğiz İstanbul , hangi olay vesile olucak seni görmeme ...

11 Kasım 2012 Pazar

yeniden başlayış.....


merhaba herkese... 2 haftadır bir yazı yazıp sizinle paylaşmak istiyordum ancak bir türlü bitiremedim.. bende karar verdim .. yazıyı sildim ve yeniden başladım ...

2 hafta nasıl geçti hemen söylüyorum..çok yoğun bir o kadar da çok güzel.. günler nasıl geçiyor anlamış değilim zaten 2012 yılı içinde böyle soylemişlerdi "günlerin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.". işte bende aynen böyle "anlamıyorum:) akıp gidiyor zaman"..

zen eğitimime yeniden başladım.. zen ne derseniz.. kısaca şöyle diyebilirim.. beden ve ruhun dengesi.. bedenini hissetmek.. onunla bir olmak.. yani güzel birşey..nasıl anlatılır farklı şekilde ; kendinizi farklı bir boyutta hissediyorsunuz..herşey size farklı gelmeye başlıyor.. tabi olumlu şekilde.. ya da siz nasıl görürseniz öyle görünüyor.. nasıl algılarsanız hayat sizi öyle algılıyor ve geri dönüşleri de aynı şekilde oluyor..
dün 2.haftamda seviye 2 de, biraz zorlandım..bazen doğrumu yapıyorum, neden hissedemiyorum şeklinde düşünceler oluşuyor ancak geriye baktığımda herşey olması gerektiği gibi..kendimde düzelmesi gereken bir şey varsa onlar düzelmeye başlıyor.. eh biraz zorlanıyor insan.. yılların verdiği alışkanlıklar , davranış kalıpları var .. değişmesi zaman alıyor.. ancak püf nokta adım atmak.. ve atılan adım sonucunda oluşanlardan korkmamak..bütün mesele bu.. cesaretle hareket etmek..

evrene güvenin.. her ne oluyorsa hayatınızda mükemmeldir.. bakışınızı değiştirin ve görmeye çalışın..

not: itiraf ediyorum evet dönüşümler benim için çok zor oluyor bazen çığlık atasım, dibine vuruncya kadar yemek yiyesim, çatlayana kadar ağlayasım geliyor.. ve bazende uyumak "herşey rüya olsa ve uyandığımda gülümsesem" diye düşünüyorum.. ama biliyorum bubların hepsi geçici düzelme yolunda olduğumu bilmek güzel :)

sevgilerimle, ışıklı günler diliyorum.. yüreğiniz neredeyse nerede kendinizi mutlu hissediyorsanız orada olmanız dileğiyle...


2 Kasım 2012 Cuma

YILIN BİTMESİNE 2 AY KALA...

yeniden merhaba.. kasım ayına girdik.. yılın bitmesine 2 ay kaldı.. ne çabuk geçti onca ay onca gün... rüya gibi hatta şaka gibi...bilmiyorum sizde de aynı etkiler oluştu mu.. yoksa aksine çok mu ağır geçti diye düşünüyorsunuz?

kasım ayında aklıma hep tualin " yine aylardan kasım " isimli şarkı gelir.. hatırladınız mı ? :) romantik bir aydır kasım.. kasımda aşk başkadır filmini hatırlarsınız..malum sonbahar, sararır yapraklar ve nazlı nazlı dökülür yerlere ve o güzelim sesi çıkarır üstünden her geçişte..

nedendir bilinmez , şu sıralar aklım dolu, sanki bir yük var çıkmak isteyen.. biliyor gibiyim nedenini.. ama itiraf etmekte zorlanıyorum.. bazen doğru bildiğiniz düşünceler,kararlar vardır ama bilirsiniz en zor olanı bunu uygulamaktır.. sanki uygulamaya geçtiğinizde içinizden bir şey kopup gidecekmiş gibi hissedersiniz.. sanki o kararı verdiğinizde,uygulamaya geçtiğinizde, hiçbir şey eskisi gibi olmayacakmış gibi gelir ve siz bildiğiniz tanıdığınız durumdan vazgeçmek istemediğiniz hatta uygulamaktan korktuğunuz için bir türlü harekete geçemezsiniz.. işte benim durumumda aynı böyle.. zor olan bırakmaktır... umarım başarabilirim..

eveet birazda neşeli yazalım.. yarın güzel bir gün olacağını düşünüyorum.. gayet eğlenceli, bol yemekli ve hoş sohbetli bir gün olacağını düşünüyorum ... umarım hepinizin günü aynen böyle olur..

sevgilerimle..

21 Ekim 2012 Pazar

brunch(kahvaltı) keyfi

herkese merhaba , çok yoğun ama bir o kadar da güzel bir hafta geçirdim...umarım sizlerin de haftanız güzel geçmiştir ve hep öyle devam eder..

bu hafta ilk defa tüm hazırlıkları bana ait olan bir brunch gerçekleştirdim ... bundan önce de arkadaşlarımı davet etmiştim.. ancak bu davet çok farklııydı benim için.. dediğim gibi tüm hazırlık bana aitti..kahvaltı masasından, yenilecek tatlı ve tuzlulara kadar her şey... ve sanıyorum başarıyla geçtim:)

neden bu kadar hazırlık yaptım, gelen kişilerle aram çok mu resmiydi ya da hiç bişey yapmasam kötü mü olur du.. hayır hiçte kötü olmazdı.. ancak insan değer verdiği zaman daha çok özeniyor...ve herşey çok güzel olsun istiyor.. eh birde ilk kez böyle bişey yapınca.. daha bir özenli oluyor insan..

gelenler kimlerdi, benim canlarım, can dostlarım, değerli insanlar..varlıkları yeter benim için.. ve işte böyle dostlar olunca hazırlık daha heyecanlı oluyor..

günler öncesinden başladım hazırlığa hepsini ellerimle yaptım..sigara böreğinden, chese keke, çikolata topundan, petibörlü pastaya.. belki birazda kendime "evet yapabiliryorum demek içindi" bu kadar hazırlığım..

uzun lafın kısası, dostlarla  güzel bir hafta sonu , başarılı bir brunch geçirdim..

kimbilir belki devamı gelir:)

ve işte brunchtan kesitler..
 
 
not:chesee kek ve çikolata toplarının tarifini veren Sevgili Aysun Hanıma çook teşekkür ediyorum ...(sizi seviyorum Aysun Hanım )

7 Ekim 2012 Pazar

sevgi üzerine...

gülümseyerek başlıyorum yazıma...sizi seviyorum.. "deli misin belki ben seni sevmiyorum" diyebilirsiniz.. söyleyin ama ben sizi seviyorum... uzatmadan konuya gireyim tabi anlamış da olabilirsiniz.. konumuz sevgi.. sevmek.. sevilmek...sevgimizi göstermek..

sevmek ,sev, sevgi... ne güzel ne anlamlı ne içten bir kelimedir.. yürekten söylendiğinde ya da sevginizi gösterdiğinizde tesiri ne kadar etkilidir bilir misiniz?? düşünün ; sevmediğiniz biri ya da tanımadığınız biri size gelip "seni seviyorum" diyor.. şaşırsanızda, tuhaf karşılasanızda yüreğinizde ufak bir kıpırtı yüzünüzde hafif bir tebessüm olmaz mı? olması muhtemel...

sevgiyi, sevdiğini gösterebilmek ne anlamlıdır... ne güzeldir.. bunu yapabilenlere hayranım.. çevrenizdekilere bakın ,bu tip kişilerin yüzleri hep gülümser ,sıcaktırlar, gözleri cıvıl cıvıldır ve bilirsiniz içtenliğini ve aurası pırıl pırıldır.. şanslı kişilerdir.. hayata hep pozitif yaklaşırlar..

ve bir de sevip de sevgisini gösteremeyenler vardır..çok severler hem de çok ama kırılmaktan incinmekten korktukları için gösteremezler sevgisini.. açık açık dile vuramazlar içlerinde saklarlar.. ya gizli gizli dile getirirler (kısa ve öz) ya da yüzüne söylemezler yazarlar ... açıkcası bende bu bölümdekilere zaman zaman giriyorum... seviyorum demek içimde patlıyor karşı taraf anlıyor mu hiç bilmiyorum:)

bazende coşkuyla seviyoruuumm diyorum... açık açık dile getiriyorum.. en güzeli de bu aslında..
seviyoruumm...

tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır sözü ne kadar doğruymuş.. sevmek işte..tüm mesele bu.. dünyadaki tüm düşmalıklar sevgisizlikten... negatif düşünlerin çokluğundan.. inanarak seviyorum dememekten.. umutsuzluktan.. haykırsak tüm dünyaya  seni seviyorum diye.. duyar sesimizi ve düzelir belki ne savaş kalır ne umutsuz insanlar.. doğa barışır bizimle ...

Rahmetli büyük anneannem sev dermiş.. düşmanını bile sev... ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum..

sevgi ölü çiçeği bile diriltir arkadaşlar..

söyleyin sevdiğinizi.. içten inanarak yürekten..

sevgimizi gösterelim... (bu söz kendime de söylendi :)) 

"Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir. "



1 Ekim 2012 Pazartesi

karar vermek...

hayatta ki en önemli şey "karar vermektir".. bugünkü düşüncem bu.. kararsızken insan nasıl bir enerji sarfediyor, nasıl yoruluyor anlatamam..belki anlıyorsunuzdur.. ne yapsam, nasıl yapsam, acaba doğru mu kararım yoksa yanlış mı...beyninizin içi konuşur durur... siz yorulursunuz ama o susmaz.. ve sonunda siz tamam yeter dersiniz.. verdim kararımı artık sus..ve işte o noktadan sonra.. bir rahatlama olur, üzerindeki ağırlık kalkar.. işte bugün benim için bu duyguların birleşimiydi.. karar verdim, uyguladım..sevdiğim hobime bir süre ara verdim... ruhumun ihtiyacı olan dinlenmeyi ona veriyorum ve hobime de biraz izin..
sonrasında daha dinlenmiş, daha zinde olarak geri dönüş yapıyorum...

hayattan mutlu olduğun sürece yaşadığını hissedersin... o zaman her nefes alışın büyük bir neşe verir, varlığına o zaman varırsın.. her nefes huzurla girer bedenine ve her hücrene..

haydi some (biraz) gülümseyin ve nefes alın:)




30 Eylül 2012 Pazar

PERİ TOZU...

dün çok güzel bir yerdeydim.. öyle güzel bir ortamdı ki.. son derece pozitif, son derece enerjik  son derece eğlenceli.. kaç yıllık arkadaşlarım , dostlarım hatırlamıyorum.. belki çok kısa belki çok uzun... önemli olan bendeki etkileri, kalbimdeki yerleri..
bazı dostluklar vardır, yıllar geçer her şeyinizi paylaşırsınız ama bir mesafe olur arada kıramazsınız.. bazılarında ise kısa sürelidir tanışmalar ama sanki yıllar geçmiş gibidir. işte benim canlarım 2. kısımda bulunuyor.. bazen suskun olurum yanlarında ama yüreğim konuşur onlarla.. uzakta da olsam yürekten bağlıyımdır her birine.. işte dün canlarımın düğünü vardı.. öyle güzel, öyle pırıltılıydı ki... sözlerle anlatmak zor..
peri tozu serptim üzerinize canlarım , yüzünüz hep gülsün kalbiniz hep gülsün ,bir ömür mutlu olun diye..

sizi çok seviyorum canlarım...melekler korusun sizi...

28 Eylül 2012 Cuma

yüreğin tınısı

sağımda bonzaim, solumda mozart; derinlerden çalan lullaby  şarkısı...ve tam bitiminde ezan sesi... gerçekten dinlenidiniz mi ezanı.. duydunuz mu sesini.. ama gerçekten , yürekten tüm benliğinizle dinleyip, özümsediniz mi ezan sesini... eminin ki bir çok kere dediğimi yapmışsınızdır..

ne hoştur ezan sesi.. ne güzel bir tınısı vardır.. nasıl işler insanın içine.. yürekte titreşimler oluşturur, sanki taa derinlerden biryere seslenir, "hadi uyan" der uyuyan gözlere ya da "yüreğini dinle" der o güzel tınısıyla..

gözler kapanır, ruhla bütünleşir yürek, titreşimlerle can bulur bedenin derinleri, onunla canlanır hayat bulur en küçük noktalar...hiç bitmesin , ruhum seninle özgürleşsin ister.. ama biter ve her bitiş anında beden özlemle uyanır dünyaya ta ki gelecek ezana sesine kadar...

26 Eylül 2012 Çarşamba

Tatil ve sonrası

4gunluk güzel bir tatil yaptım. Yurtdışından gelen arkadasımı, oğlunu ve eşini gördüm. Ve diğer özlediğim arkadaşlarımı da kapsayan güzel bir tatildi. Tatilden 1 hafta oncesine donersek; hasta olup olmamak arsında gidip geliyordum:) ilaçlar,vitaminler.limonu Sular.. Sadece 1 hafta yetti. Ve tatil sonrasının ilk gunü pilim bitti.3 gün rapor. Nasıl bir griptir nasıl bir hastalık. Kemikler sızlar burun ve gözler akar.ve tüm gün deliksiz uyku , yanında tuvalet kağıdı ve basımda sapkayla:) tuvalet kağıdı neden diye sorarsanız mendil yetistiremiyordum. Neyseki 3 gunün sonunda iyiyim. Hastalık zamanında insanın aradığı en önemli şey ilgiymis onu anladım. Aranmak sorulmak istiyormuş. "nasıl oldun, iyimisin var mı bir isteğin , gecmis olsun " dileklerini duymakmis istediği . Encokda sevdiklerinden duymak istiyormus :)Eh biraz nazli oluyo bu hallerde insanoğlu.
Sevdiklerimize bizi sevenlere biraz daha ilgi gösterelim :) onlar bizler icin önemli bizlerde onlar icin;)

18 Eylül 2012 Salı

Hayata nasıl bakarsak o da bize öyle bakar:)

Ne siyahtir ne beyaz... Ne sadece guneslidir ne de bulutlu ... İcice gecmis bir döngüdür hayat...

14 Eylül 2012 Cuma

Hayat bize ne getirir bilemeyiz. Ya sarıdir balonumuz ya da mavi... Torbadan çıkar ve biz tutarız şansımıza geleni ya da kısmetimizde olanı mı demeliydim:)

13 Eylül 2012 Perşembe

size nasıl yardım edebilirim ?? :)

evet konu başlığım "size nasıl yardım edebilirim?" nedeni yok.. kısa ve net size nasıl yardım edebilirim..ne anladıysanız o...

paylaşmak istediğiniz, dertleşmek istediğiniz her ne varsa sizi dinlemeye ve yardımcı olmaya hazırım.. tabi belli ölçülerde...

yardımın içeriğini açacak olursam: fikir alışverişi diyebiliriz..  aklınıza takılan bir şey olur, çıkış yolu bulmazsınız "burdayım"..

evet üzerime biraz ağır bir yük almış olabilirim.. kimbilir belkide yük değildir.. sizlerle paylaşımlar oldukça bu yük azalır, birbirimize yardım ederiz ve her iki taraftaki yük azalır.. kuşlar kadar hafif olur uçarız :)

hadi bakalım ...
hepimize kolay gelsin...
elimden geldiğince yardım etmeye hazırım..
sevgiler...