Hakkımda

Fotoğrafım
hep tıkanmışımdır bu giriş taksiminden.. ne yazılır girişte.. kendimimi anlatayım bilemedim .. O yuzden hemen basliyorum aklimdan gecenleri aktarmaya iste giris taksimi :) neden buradayim , neden blog sayfasi actim .. söze dökemediklerimi buradan paylaşmak istedim.. duyulsun diye.. yüreğim yangın yeri olduğunda , kelebekler uçuştuğunda paylaşarak çoğalsın, herkes okusun istedim..belki ayni duygu ve dusunceleri paylasanlar vardir dedim .. Ve beynimin koşuşturmasını biraz olsun burada azaltmak istedim :) sayfamda gezerken umarim keyifli ve guzel bir vakit gecirirsiniz .. Sevgilerimle :)

HOŞGELDİNİZ DÜNYAMA , KALBİME :)

12 Mart 2015 Perşembe

evlilik ve boşanma üzerine..

herkese yeniden merhaba; yine uzun bir ara vermişim :) açığı elimden geldiğince kapatmaya çalışacağım..
bugünkü yazımı evililik ve boşanma üzerine yazmak istiyorum( cesaret isteyen bir yazı :) )...çevremden , yakınlarımdan, arkadaş ve dostlarımdan gözlemlediğim evlilik kurumu üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum..

hiç düşündünüz mü neden evlendiğinizi ? aile baskısı, yanlız kalmamak, çok sevdiğiniz için ya da evlenmeyip de napacağım veya beni çok seviyor böyle birini bir daha bulamam , diğerini kaçırdım bari bunu kaçırmayayım..

severek evlenenlere sözüm yok.. diğer nedenlerden dolayı evlenenlere ise açıkcası üzülmüyor değilim..çünkü sonraları hep bir sorun çıkıyor.. saçımı süpürge ettimler, ben seni çok sevdim sen beni hiç sevmedinler, aslında seni arkadaş gibi seviyorum ancak düzen kurmam gerekiyordu çevremde de sen vardın evlendimler, hele aile baskısı feci bişey iki mutsuz insan.. tabi istisnai durumlar vardır.. onlara saygım sonsuz..

peki bu çıkan sorunlar sonucunda ne oluyor, hele çocukta varsa; mutsuz sevgisiz aile ve o aile içinde yetişen çocuk..  

evlilik kadar boşanmanında doğal olduğunu düşünen biri olarak.. neden toplulumuzda boşanmak tü kaka olarak görülüyor.. düşünsenize mutsuz bir aile var ancak boşanmak doğru değil, kol kırılır yen içinde kalır mantığı ve yıllar süren sevgisiz iki birey ah birde çocuk varsa...tabi çocuk olunca boşanmak iki ziyade zorlaşıyor.. anne baba ayrı olan çocukların psikolojileri bozuk olur söylentileri.. ya bu durum mutsuz ailede olmaz mı ? çocuk ,anne babasının rol yaptığını anlamaz mı sanıyorsunuz ?

açıkcası, hangi ortama girersem gireyim bi şekilde ailenin ve çocukların mutlu olup olmadığını hissederim.. ve ben anlıyorsam benden en az bir tane daha vardır..

peki neden boşanmak bu kadar zor? bu yazımdan dolayı çok fazla eleştiri yazabilirsiniz kabulüm :) nerede kalmıştık neden zor kısmında.. iki mutsuz insan mı olmak daha kolay yoksa iki mutlu insan olup ayrı ayrı yollara devam etmek mi ?

yuvayı dişi kuş yapar derler doğrudur. her ne kadar dışarıdan ataerkil gibi gözüksede görünmeyen taraf anaerkildir. tüm yük kadınların , annelerin üzerindedir.. erkek ne yaparsa yapsın kadın susar.. ve evlilik devam eder.. birde şöyle bir durum vardır.. aileler bir araya gelir ve "bizim ailede evlilik bir kere yapılır" denilir ve söz biter.. artık dönüş yok ve evlilik devam eder.. zorunlu olarak..

boşanmanında doğal olduğunu düşünüyorum demiştim evet düşünüyorum.. belki içinizden soruyorsunuzdur aileniz var mı ,anne babanız evlimi vb.. annem ve babam 35 yıllık evliler ve severek evlenmişler..sevgi dolu bir ailede büyüdüm.. ve bekarım.. ancak çevremde çok fazla gözlemlediğim durumlar var.. ve bu nedenle böyle bir yazı yazmak istedim.. bekar olduğum  için yazmamın kolay olduğunu düşünüyor olabilirsin belki haklıda olabilirsiniz ancak şu bir gerçek ki; insanın kendi mutluğu ruhunu mutlu etmesi bence dünyanın en güzel şeyi..

yani.. bir mecburiyet uğuruna ruhumu prangalara saplayacağıma , elimden gelen herşeyi yapıp sonrasında yürümeyen bir evliliği bitirmeyi tercih ederim diye düşünüyorum..

zorluklar kısmında kalmıştık..cesaret , özgüven ve ekonomik özgürlük işte bu 3 basit kelime bizim hayatımızı etkiliyor..birde alışkanlık var tabi. 3-5 hadi bilemedin 10 yıl ya da daha fazla yıl evlisin ancak alışkanlık olduğu için bitirmiyorsun..ah birde ailenin güveni...peki ne oluyor sonra ruhun ölüyor, istekler yok oluyor, gözlerin feri kaçıyor, yaşama sevinci azalıyor ... sadece -mış gibi yaşayıp rol yapıyorsun.. sonuç rol yapan insanlar topluluğu...

aile kavramı evet kutsaldır.. evet mutlu bir ailede yetişmek ve ailenin bir arada olması çok güzeldir.. ancak eşler anlaşamıyorsa, sorun varsa mutsuzlarsa , sırf kendi egoları ya da başka nedenlerden dolayı evliliği devam ettirmelerine anlam veremiyor.. cesur gözüküp kendileri adına hayata bir adım atamayan kişileri cesur olarak maalesef göremiyorum..

iki ruh arasında alış veriş bittikten sonra aynı ortamda kalıp birbirine zarar vermektense ayrı yollarda hayatlara devam etmek bence daha mantıklı..

sürçü lisan ettiysem affola..
dediğim gibi gözlemlerimden yaptığım paylaşımlarımdır.. 
istisnai durumlar tabiki vardır..
sevgi ve saygılarımla...

3 yorum:

  1. Merhabalar
    Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum,bir çok insan evliliği mutlu olmak için bir zorunluluk gibi görüyor veya yalnızlıktan kurtulmak, sıkıntılarını,sorunlarını azaltmak için bir araç gibi görüyor.Evlenince problemlerimiz bitmiyor tam tersi iki misli artıyor çünkü karşı tarafın sorunları da bizim sorunumuz oluyor,yalnızlıktan da kurtulmuyoruz hatta kendimizi daha da yalnız hissedebliyoruz.O halde evlilik bir kurtuluş değil.Evlilikte mutluluk hayata aynı pencereden bakan ve aynı hayat felsefesine sahip iki olgun insanın birlikteliği ile mümkündür.Bu da fazla görülmediği için evlenip de mutlu olan insanlar küçük bir azınlıkta kalıyor.
    Ben bu açıdan evliliği dans etmeye benzetiyorum.Güzel bir dansın olabilmesi için çiftlerin ikisinin de çok iyi dans etmesi ve uyumlu olması gerekiyor,biri çok iyi dans etse diğeri etmese yine uyum olmuyor.Çok iyi dans etmekte yetmiyor ikisinin de aynı dansı yapması gerekiyor.Bu açıdan baktığımız da evlilkte mutluluk ender görülen bir durum olarak kalıyor.
    Herkes hayatla uyum içinde dans edemeyebilir,bu kolay bir iş de değildir.Dans etse de uygun bir eş bulamayabilir.Mutsuz bir evliliktense, mutlu bir yalnızlık her zaman daha iyidir. Önemli olan insanın tek başına mutlu olabilecek kadar olgun ve güçlü olmasıdır.Hayatta kimse kimseyi onun yerine mutlu edemez.Buna insanın ailesi ve eşi de dahildir.Biz önce kendi kendimizi mutlu etmeyi başaralım,sonra evliliğe bakalım diye düşünüyorum.Tabi herkesin düşüncesine saygılıyım,dans pisti herkese açık:)
    Sevgi ve saygılarımla
    Müjde Akman

    YanıtlaSil
  2. "iki ruh arasında alış veriş bittikten sonra aynı ortamda kalıp birbirine zarar vermektense ayrı yollarda hayatlara devam etmek bence daha mantıklı.."
    Çok doğru bir söz, güzel bir paylaşım olmuş.
    Sevgi ve saygılar
    Can Akın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Can bey Teşekkür ederim ..
      Sevgi ve saygılar

      Sil